Köşe Yazarlarımız

Var biraz da sen oyalan…




1997’de 49 gazete, 29 dergi, 23 kitap toplatıldı, gazetecilere 147 dava açıldı, radyo-TV’lere 75 yayın engelleme cezası geldi

11 Kasım 1831’de yayınlanan ilk Resmî Gazete Takvim-i Vakayî ile başlayan Basın Tarihi yolculuğumuz Necmettin Erbakan’ın istifasına geldiğine göre 18 Haziran 1997 tarihine ulaşmış bulunuyoruz demektir.

Geçen haftaki “Zamana yolculuk: Erbakan-Çiller Koalisyonu” başlıklı yazımın sonu şöyleydi:

“Erbakan medyanın da bastırmasıyla istifa etti, Tansu Çiller ise iktidara gelemedi, peki sonra ne oldu?”

***

Erbakan istifa edince Cumhurbaşkanının, hükümeti kurma görevini o sırada TBMM’deki en büyük gruba sahip olan Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller’e değil de Mesut Yılmaz’a verdiğini ve süreçteki gelişmeleri kronolojik olarak kısaca hatırlamak gerekiyor:

1-21 Mayıs’ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, “ülkeyi iç savaşa sürüklediğini” söyleyerek, “laiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı hâline gelmesi” gerekçesiyle RP’nin kapatılması için dava açtı.

2-3 Haziran’da Susurluk Davası 7 ay aradan sonra DGM’de başladı.

3-7 Haziran’da Genelkurmay, irticai faaliyetleri desteklediğini iddia ettiği firmalara ambargo koydu.

4-10 Haziran’da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyeleri Genelkurmay Başkanlığına çağrılarak kendilerine irtica konusunda brifingler verildi.

5-11 Haziran’daki brifingde Genelkurmay, “irticaya karşı gerekirse silah kullanılacağını” açıkladı. Bu açıklama büyük etki yarattı. DYP’li milletvekilleri DYP’den peş peşe ayrılmaya başladı. İki DYP’li bakan da görevi bıraktı.

6-18 Haziran’da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin başbakanlığı Tansu Çiller’e devretmek olduğunu belirtti.

***

Ertesi gün, 19 Haziran’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümeti kurma görevini onun beklediği gibi Çiller’e vermedi.

Demirel’in tercihi ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz oldu.

Bu kararla birlikte medyanın birebir müdahil olduğu 28 Şubat süreci tamamlandı, ordunun isteği gerçekleşti.

Sürecin tamamlanmasını, hükümeti kurma görevinin Tansu Çiller yerine Mesut Yılmaz’a verilmesini Hürriyet gazetesi “Ettiğini Buldu” manşetiyle gördü.

***

30 Haziran’da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk’la birlikte ANASOL-D Hükûmetini kurdu.

ANAP, DSP, DTP’den (Demokrat Türkiye Partisi) oluşan koalisyon hükümeti 12 Temmuz’da Meclis’ten güvenoyu aldı.

Hükûmet, 28 Şubat kararlarını uygulamaya başladı

Yeni hükümetin ilk işi 8 yıllık kesintisiz eğitim tasarısını Meclis’ten geçirmek oldu.

Gazete manşetlerini uzun süre bu uygulamalar oluşturdu.

***

7 aya kalmadan Refah Partisi 16 Ocak’ta Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatıldı. Erbakan ve parti yöneticilerine 5’er yıl siyasetten men cezası verildi.

Hürriyet’in “RP’ye Tarihî Dava” sürmanşetiyle duyurduğu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş’ın RP’ye kapatma davasının öncesinde, 17 Aralık 1997’de Erbakan’ın avukatı İsmail Alptekin’in başkanlığında Fazilet Partisi adında bir yedek parti kurulmuştu.

Refah kapatılınca partideki milletvekillerinden 133’ü Fazilet Partisi’ne geçti. Fazilet, Refah’ın devamı sayıldı. Ama Erbakan yasaklı olduğu için bu partide yer alamadı.

***

1997 yılını topluca gözden geçirirken; 49 gazete, 29 dergi ve 23 kitap toplatıldığını, gazetecilere 147 dava açıldığını, 89 mahkûmiyet kararı çıktığını, radyo ve TV’lere 75 yayın engelleme cezası geldiğini gördüm…

Bir de aynı yıl içinde kaybettiğimiz yazı-çizi ile uğraşanların kalabalık bir ölüm listesine rastladım:

Cahit Külebi, Prof. Bahri Savcı, Füreya Koral, Cahit Arf, Turhan Dilligil, Mustafa Ekmekçi, Sadi Borak, Mete Buharalı, Rakım Çalapala, Tekin Erer, Mustafa Gürsel, Dr. Tarık Özerengin, Feyyaz Tokar.

***

Geçmişe projektör tuttuğum her defasında olduğu gibi, hele ölümleri de anımsayınca hep Yunus’un mısraı aklıma geliyor:

‘’Var biraz da sen oyalan…’’

Bu dünyada “oyalandığını’’ unutarak oyunu şirazesinden çıkaran o kadar çok ölümlü var ki… İnsan her defasında onların ölümü unutan azgın ihtiraslarına şaşırıyor.









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu