Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Genel Sekreteri Murat Kanatlı, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) ve Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) ile birlikte, yasa dışı verilen ‘KKTC yurttaşlıklarını’ dava etmeye karar verdiklerini açıklayarak, “kaçak külliye” konusunda eylemlilik için yurttaşlara sosyal medyada değil sokakta ihtiyaç olduğunu vurguladı
Kanatlı: Bu bir siyasi müdahaledir ve bu ‘külliyenin’ içeriğine müdahale etmek gerekir
Özgür Web TV‘de yayımlanan “Özgür Yorum” programında Damla Dabis‘in sorularını yanıtlayan Kanatlı, AKP’nin baskısı ve UBP’nin iş birliği ile ülkeye yapılması istenen “kaçak külliye”nin devam eden inşaat çalışmaları hakkında konuştu.
Külliyenin mühürlenip mühürlenmemesinin konunun teknik kısmı olduğunu belirten Kanatlı sıkıntının ne olduğunu şu sözlerle ifade etti;
“Proje henüz yoktur. Herke bunu anlasın. Projeyi daha görmediler, ülkeye proje gelmedi. Erdoğan iki sene önceki 15 Kasım’da dedi ki ‘Size hediye’ ve bir sunum yaptılar. Sunum videosunda camii vardı. UBP alsın tekrar seyretsin. Sunumda camii vardır. Bu bir siyasi müdahaledir ve bu ‘külliyenin’ içeriğine müdahale etmek gerekir”
“Külliye bize yapılmıyor, orada belki Elçiliğin bir parçası belki de Erdoğan’ın bizzat bir yeri olacak”
Eylemlilik süreci aslında başladığını, bölge toplantıları da yaparak Kasım’ın ilk haftası bir eylem planı için hazırlık yapıldığını kaydeden Kanatlı eylemin, tüm bölgelerden insanların taşınacağı bir eylem olacağını belirtti.
Kanatlı, “Bu külliye bize yapılan bir külliye değil. Mesela Haspolat’taki camii; ‘Ne olacak bir camii, yapsınlar’ dediler. Gördüler ki öyle olmadı. Din işleri oradadır. Külliyede de belki Elçiliğin bir parçası belki Erdoğan’ın bizzat bir yeri olacak. Konu bina değildir, Türkiye’den dayatılan bir siyasi projedir, buna karşı çıkmak gerekir. Bu rejim değişikliğine karşı çıkmak gerekir” dedi.
“Yurttaşlıkları dava etmeye karar verdik”
Torpille ve yasa dışı olarak oy uğruna verilen ‘KKTC vatandaşlıklarına’ da değinen Kanatlı, TDP, TKP, BKP ve YKP olarak bu yurttaşlıkları dava etmeye karar verdiklerini, sembolik de olsa bu davaları dosyalayacaklarını belirtti.
Kanatlı, “Ben Resmi Gazete‘yi taradım. Bir kısmı; buraya ‘çok sık gidip gelen ve burayı çok seven, buraya da güya yatırım yapmış’ insanlar. Bir kısmı da; yasayı çiğneyerek 15 sene önce gelen ama 40 günü aşan sürelerle buradan giden insanlar. Yasa oradadır, bu nasıl olur? İnsanlar geliyor bize, Kürt ve Alevi insanlar diyorlar ki; ’15 senedir buradayım. Vatandaşlık alamadık, çocuğum okula gidemedi’ diyor” dedi.
“Ülkenin geleceğini belirleyecek bir egemenlik hakkını sana vermez”
Ersin Tatar‘ın 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan daha fazla oy aldığı yerlerde, ‘bu nüfusun, bu vatandaşlıkların’ kanıtını gördüklerini, bunun doğal bir hak olmadığını savunan Kanatlı, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde yıllarca kalan insanlara dahi vatandaşlık hakkı verilmediğini çünkü vatandaşlığın bir ‘egemenlik’ hakkıd olduğunu kaydetti.
Kanatlı, “Ülkenin geleceğini belirleyecek bir egemenlik hakkını sana vermez, doğal olarak” ifadelerini kullandı.
“Amerika devreye girdi, Rus firmaları doğalgaz arama sürecinden saf dışı bırakıldı”
Lübnan ve İsrail’in bir süredir doğalgaz konusunda savaş durumuna geldiğini, Kıbrıs’ın sahası içerisinde bir süredir bir operasyon yapıldığını ve bu operasyonun Türkiye üzerinden okunmaya çalışıldığını belirten Kanatlı, Amerika’nın devreye girdiğini, bir zaman burada Rus firmalarının doğalgaz arama sürecinden saf dışı bıraktıklarını anlattı.
Kanatlı, “Amerikalıların yeniden Kıbrıs’ta savunma anlamında silah ambargosunu kaldırması, eğitim çalışmalarına başlamasıyla beraber Türkiye buraya yatırım yapmaya başladı” dedi.
“Daha kötü, daha çatışmalı bir duruma doğru gidiyoruz”
Kanatlı açıklamalarına şöyle devam etti;
“İngilizce olan tartışmalarda şunu görüyoruz; Amerikalıların burada Kıbrıs’la ilgili yaptığı hamleye, Rusların da bir hamle yapacağı çok konuşuluyor ve söylenen şu; Tayvan’daki Amerikan Elçiliği’nin fonksiyonunda (yani Tayvan’ı tanımayacak şekilde bir elçiliğin fonksiyonunda) Kıbrıs’ın kuzeyinde de Rusların bir şeyler yapabileceği.
Yani daha kötü, daha çatışmalı bir duruma doğru gidiyoruz. Daha politik ve büyük bir çatışma ortamına doğru, bir Amerikan- Rus tartışma alanına doğru gidiyoruz ve işin ilginç tarafı bizimkiler Rusya’ya doğru yanaşıyorlar. Aniden Rusçu oldular. Bir zamanlar solculara Moskovacı derlerken, bizimkiler Rusçu olmaya başladı.
“Odaklanmamız gereken Kıbrıs sorunudur”
Böyle bir tehlike varken bizim yüzümüzü Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çalışmalara dönmeliyiz.
Odaklanmamız gereken Kıbrıs sorunudur. Kıbrıs sorunu konusunda bayağı geride kaldık ve şu an bu toplumların iki tarafında da gündemde değil. Güneyde bir seçim var ve Kıbrıs sorunu bu seçimler adına en az tartışılan başlık.
1964 BM Güvenlik Konseyi kararı gökten zembille inmedi. Burada Türkiye’nin de imzası var. BM seni tanıyamaz, bu karara göre tanıyamaz.
“Belediye meclislerinde TDP-TKP-BKP-YKP bir arada çalışacak”
Yerel seçimlerde, özellikle belediye meclislerinde TDP-TKP-BKP-YKP bir arada çalışacak. Başkanlarla da ilgili olarak en azından sağın kazanmayacağı bir pozisyon alınacaktır. Belediye meclisleri için ise bu dört parti bir arada çalışacak.
Toplumsal muhalefeti ortaklaştırabileceğimiz oranda büyüteceğiz genel seçimlerde de yerel seçimlerde de.
“Böyle korumalarla show yaptığınızda itibarınız tamam mı?”
Devletin parası yok hademeleri ödesin, devletin parası yok memurları ödesin, devletin parası yok asgari ücretliyi ödesin ama koruma ordusuyla gezebiliyor. Bir siyah asgari ücret tabutu Başbakanlığın önünde olduğunda bu itibar zedelemiyor mu?
Ombudsman raporu çıkacak diyecek ki; ‘Yasadışı yakıt alıyorsunuz’ Sayıştay, savcılık ve en son Rekabet Kurulu diyecek ki; ‘Siz bu ihaleyi böyle iptal edemezsiniz’ ama sizin itibarınız yerinde mi olacak? Böyle korumalarla show yaptığınızda itibarınız tamam mı?
“İnsanlara, Twitter’da Facebook’ta değil fiziksel olarak sokakta ihtiyacımız var”
Kasım’ın ilk haftasında külliye adına sokakta olacağız. Bu basit bir bina tartışması değil. Bu bir siyasi projedir, insanların bunun farkında olamsı gerekir.
Bu yüzden insanlara sosyal medyada, Twitter’da, Facebook’ta ihtiyacımız yok. İnsanlara, her bir bireye, fiziksel olarak sokakta ve mücadelede ihtiyacımız var”