Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) tarafından, kadın Öğretim Görevlisi Fatma Olcaytuğ’a karşı “cinsiyetçi söylemlerde bulunduğu” gerekçesiyle geçtiğimiz haziran ayında göstermelik “kademe ilerlemesinin durdurulması” cezası verilen erkek öğretim görevlisi, DAÜ Rektör Adayı Saptama Komitesi’ne (RASK) atanarak ödüllendirildi. Erkek öğretmenin zaten en üst baremde olduğu anlaşıldı
Olcaytuğ: Kalabalık bir toplantıda, cinsel tacize varan ifadeler kullandı
Gazetemizin daha önce “mobbinge” uğrayan öğretmenin davasıyla gündeme getirdiği DAÜ’de, bu kez de bir erkek öğretim görevlisinin bir kadın öğretim görevlisine karşı cinsiyetçi söylemlerde bulunması tartışılıyor.
Konuyla ilgili gazetemize ulaşan Türkçe bölümlerin İngilizce derslerinden sorumlu öğretim görevlilerinden biri olan 23 yıllık DAÜ çalışanı Fatma Olcaytuğ, geçtiğimiz ocak ayında yapılan kalabalık bir toplantıda, bir erkek öğretim görevlisinin kendisi hakkında cinsel tacize varan “cinsiyetçi ifadeler” kullandığını anlattı.
İlgili kişinin toplantı sırasında sarf ettiği çirkin söz ve ifadelerin, toplantıya katılan tüm öğretmen ve akademisyenler tarafından da duyulduğunu söyleyen Olcaytuğ, gerek sendika üyelerinin gerekse o toplantıda bulunan diğer öğretim görevlilerinin ilgili öğretim görevlisinden özür dilemesi yönünde talepte bulunulduğunu ancak buna rağmen özür dilemediğini kaydetti.
“VYK da olayın doğruluğunu yaptığı soruşturma sonucunda saptamış oldu”
Olcaytuğ, “toplumsal cinsiyet eşitliği” konusunda mücadele edildiği bir dönemde, adanın en değerli üniversitelerinin başında gelen DAÜ’de bu olayın yaşanmasının utanç verici olduğunu söyleyerek, kendisinden özür dilenmesi için bir ay bekledikten sonra bunun gerçekleşmemesi üzerine ilgili öğretim görevlisini Akademik İşler Rektör Yardımcılığı‘na şikâyet ettiğini belirtti.
Olcaytuğ, “Şikâyetim sonrası soruşturma açıldı. VYK 8 Haziran’da yaptığı toplantıda bu konuyu görüştü ve 13 Haziran’da da ilgili öğretim görevlisine ‘kademe ilerleme cezası‘ verdi. Yani VYK da olayın doğruluğunu yaptığı soruşturma sonucunda saptamış oldu ancak buna rağmen bugün her şey unutulmuş görünüyor” dedi.
“Kademe ilerlemesinin durdurulması” cezasın da göstermelik”
“Güzide bilim yuvamız dediğimiz DAÜ’de, erkek dayanışmasının rektörden VYK’ya hatta senatoya kadar uzandığı bir donem yaşıyoruz” diyen Olcaytuğ, bir yöneticinin kendi görev alanında çalışan bir kişiye bir toplantı esnasında çirkin ve cinsel tacize varacak söylemlerde bulunduğu halde özür dilemediğini ve bu konuda kendisine bir baskı da uygulanmadığını kaydetti.
İlgili öğretim görevlisinin, kendini aklamak için olayın şahitlerini de tek tek çağırdığını ve psikolojik bir baskı uyguladığını ve kulaklarıyla bu sözleri duyanların karşısında bile bunları söylemediğine dair bir “yalanlama” yaptığını anlatan Olcaytuğ, VYK tarafından verilen “kademe ilerlemesinin durdurulması” cezasının da göstermelik olduğuna inandığını belirtti.
“Sözde bir cezalandırılmayla adeta ödüllendirildi”
Olcaytuğ, buna rağmen ilgili kişinin geçtiğimiz haftalarda kurulan Rektör Adayı Saptama Komitesi’ne (RASK) atanmasının da VYK tarafından verilen cezanın göstermelik olduğunun kanıtı olduğunu vurguladı.
Olcaytuğ, “Bu yaşananların üzerine geçtiğimiz hafta polise giderek şikayetçi oldum. Okulun sağlamadığı adaleti polisin sağlamasını bekleyeceğim. Bu ülkede kadınların her alanda sadece kadın oldukları için verdikleri büyük bir mücadele varken, açık ve net şekilde cinsel tacize varan söylemleri olan birinin sözde bir cezalandırmayla adeta ödüllendirilmesine karşı mücadele edeceğim” dedi.
Bu arada ilgili öğretim görevlisi yüzde 85’ini kadınların oluşturduğu bir okulun Müdürü olmaya devam ediyor.
“Saygısızlığın ve tacizin kol gezdiği ve umursanmadığı bir ortamdayız”
Kendisini bu mücadeleye iten başlıca sebebin, ilgili kişinin kendisinden özür dilememesi olduğunu kaydeden Olcaytuğ, sonrasında daha büyük resme bakmaya başladığını ve ataerkil bir düzenle karşı karşıya olunduğunu bir kez daha gördüğünü söyledi.
Olcaytuğ, “Saygısızlığın ve tacizin kol gezdiği ve umursanmadığı bir ortamdayız. Ben DAÜ’nün gerekeni yapacağına inanmak istedim, sabırla ve sessizce sürecin tamamlanmasını bekledim. Malesef DAÜ bana gore gerekeni yapmamıştır. Ben bugün bu mücadeleyi vermezsem, yarın birilerinin kızı, eşi, komşusu, sevgilisi de aynı şeyleri yaşayabilir” dedi.