Yerbilim Mühendisleri Odası eski Başkanı Jeoloji Mühendisi Oğuz Vadili, adaya uzanan fay hatlarında son dönemde meydana gelen 5 depremin, büyük depremler için “hazırlık evresi” olarak değerlendirildiğini belirterek hükümete, “JMD-MTA projesinin hayata geçirilmesi için TC’deki siyasi muhataplarınızla lütfen görüşün” diye seslendi
Vadili: 6 Şubat depremlerini yaratan Doğu Anadolu Fay Zonu adamıza bağlanıyor
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Vadili, “Doğu Anadolu Fay Zonu” üzerinde yaşanan büyük depremler sonrası silsile halinde, bununla bağlantılı olan fay hatlarının da bir deprem fırtınasına sebep olduğunun bilindiğini belirtti.
Vadili, “Türkiye Cumhuriyeti’nde 6 Şubat depremlerini de yaratan Doğu Anadolu Fay Zonu’nun güney kolu Kıbrıs Yayına, kuzey kolu ise Karataş-Yumurtalık Fayı üzerinden adamızın karasal alanı içerisinden de geçen “Ovgos Fay Zonuna” oradan da adamızın doğusundaki Aksu Fayı’na bağlandığı bilinmektedir” dedi.
“Diri fay kapsamındaki bu faylar uzun süredir büyük deprem üretmedi!”
Vadili önemli açıklamasına şöyle devam etti;
“İşte diri fay kapsamına giren bu faylar aynı zamanda birer sismik boşlukturlar. Daha önce üretmelerine rağmen, uzunca bir süredir yüksek büyüklüğe sahip (örneğin 7 ve üzeri) deprem üretmemişlerdir.
Adamızın doğusunda yer alan ve olası bir büyük depremde tsunami ve ciddi yer sarsıntısı olarak bizi etkileyebilecek olan Aksu Fayı’nda son 4 yılda 4-6 arasında ki büyüklüklere sahip;
-05.10.2020: M5.2
-19.10.2021: M6.0
-11.11.2023: M4.2
-29.11.2024: M4.8
-03.01.2025: M4.5 olmak üzere 5 deprem oluştu.
“Bu 5 deprem hazırlık evresi olarak değerlendiriyor”
Bu depremler bir çok yerbilimci tarafından ‘hazırlık evresi’ olarak değerlendirilmektedir. Bu beş deprem bizlere uyarıdan öteye, oluşacak olan olası bir büyük depremin zamanı hakkında bilgi veremez.
Fayın kayma hızı ve büyük deprem üretme tekerrürü yani deprem üretme tekrarı bilindiğinde ancak yaklaşık dönemsel tahmin yapılabilir.
Kayma hızı günümüzde ölçülebilen bir değerdir. Burada eksik olan deprem tekerrür değeridir.
Tsunami tehlikesi!
Bu fayları yorumlamaya ve önlem almaya çalışılırken yapılabilecek ölümcül hata ise; Onları 1900 yılların başından itibaren ölçülen sismik kayıtlar hatta tarihsel döneme ait deprem kayıtları (MÖ 2000) ile değerlendirmek ve olasılık mantığına dayanan deprem tehlike haritaları ile önlem almaya çalışmak olacaktır.
Burada yapılması gereken paleosismolojik kayıtlara yani binlerce yıl öncesi deprem kayıtlarına ulaşıp değerlendirme yapılmasıdır.
Aksu Fayı veya Kıbrıs Yayı’nın doğusu gibi uzun aralıklarda büyük deprem üretme kapasitesine sahip deniz içerisindeki fayların geçmişte yaratmış olduğu tsunamiler ve onların karasal alanda sediman çökelleri olarak bıraktıkları izlere ulaşıldığı takdirde bu fayların tekerrür değerleri de ortaya çıkacaktır.
Tsunami çökellerine ulaşmak sadece adamız için değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin güney sahillerinin güvenliği içinde önem arz etmektedir.
“JMD-MTA projesinin hayata geçmesi için desteğe ihtiyacı var”
JMD-MTA projesi olan ülkemizin karasal alandaki diri fay haritasını oluşturma projesi bilindiği gibi rapor aşamasındadır.
JMD-MTA 2. Etap “Tsunami Projesi” ise iki kurumun mühendisleri tarafından projelendirilmiş olup proje hazırdır. Hayata geçmesi için siyasi desteğe ihtiyaç vardır.
“Lütfen TC’deki muhataplarınızdan projenin başlatılmasını talep edin”
Lütfen Türkiye Cumhuriyeti’nde ki siyasi muhataplarınızı arayıp projenin başlatılmasını talep edin!!!
Elde edilecek olan sonuçlar bizlere olası bir büyük depremin tekrarlanma aralığını vereceği gibi yaşadığımız zamanın bu aralığın neresinde olduğuna dair de bilgi verecektir.
Kısacası deniz içerisindeki fayların yaratacağı olası bir büyük depreme hazırlanmak için yaklaşık ne kadar zamanımız kaldığını tahmin etmenin başka bir yolu yoktur”