KıbrısKöşe YazarlarımızManşet

NE SALONMUŞ BE GARDAŞ…!!!




Oyunu yazdım, Zalihe’ye senaryoyu teslim ettim, onlar provalara başladı…

İşin en önemli kısmı böylece halledildi, şimdi diğer önemli konuyu halletmemiz gerekiyordu, salon…

Turne tarihlerini belirlemek için salon bulmak hayati bir mesele

Gala için Lefkoşa’da büyük bir salon lazım, önümüzde iki seçenek var;

  • YDÜ
  • D.Ü Mısırlızade sahnesi

Önce Yakın Doğu‘yu araştırıyoruz, fiyatı 12.000 TL, ancak dilekçe yaparsak 10.000 TL’ye bize verilebileceği söyleniyor…

Dönüyoruz Rauf Denktaş Üniversitesi‘nin kullanımında olan eski Mısırlızade sineması salonuna…

Süleyman Tods kardeşim büyük bir iş başarmış ve döküntü haldeki sinemayı muhteşem bir sahne sanatları gösteri merkezine çevirmiş…

Rauf Denktaş Üniversitesi Kıbrıs Tiyatro Festivali’ne sponsor olmuş, bütün oyunlar orada oynanmış ve hiçbir ücret alınmamış…

Salonu kiralamak için arıyoruz, muhtemel tarihleri söylüyoruz, bize geri dönüleceği söyleniyor…

3 gün, 5 gün tık yok…

Tekrar arıyorum, bu kez telefonlara çıkmıyorlar…

En sonunda bir aracı vasıtası ile durum anlaşılıyor…

Senaryoyu ben yazdığım için kurumun şüpheleri oluşuyor, sonuç olarak bize salonu vermeyeceklerini anlıyoruz…

Öyle ya, senaryoyu ben yazdığıma göre kesin işin içinde bir vatan hainliği var…

Koskoca üniversite buna ortak olacak değil ya…

Deli gibi salon arıyoruz, son kertede bir umut AKM için Kültür Dairesine yöneliyoruz…

Zalihe’ye “Bu kez sen ara, ben ararsam salonu bunlar da vermeyecek” diyorum…

Zalihe temas kuruyor, bize salonu bir geceliğine ücretsiz vereceklerini söylüyorlar…

Biz salonu paramızla 2 veya 3 gece için istediğimizi söylüyoruz…

Sonuç malum, senaryosunu bir “Vatan haininin” yazdığı bir oyuna koskoca Devlet(!) yardım ve yataklık mı edecek…???

Kulp da bulmuşlar, “Biletli oynayacağınız için salonu veremiyoruz”, nokta…

Çaresiz ilk alternatif olan YDÜ sahnesine dönüyoruz, rezervasyon yapmak için yeniden temas kuruyoruz…

Fakat o ne…???

Salon kirası 12 binden, 20 bin TL’ye zamlanmış…

Ancak biz daha önceden aradığımız için bize 12 bine vereceklermiş…

Sevindik, 10 bini unuttuk, salonu gala için tuttuk…

Eşşeği kaybedince üzülen, sonra da bulunca sevinen masum köylüler gibiydik…

Ama Lefkoşa’da bir oyun yeterli değil, büyük salonu ödeyecek gücümüz de yok, fellik fellik başka salon aramaya başladık…

KTAMS’a gittik, salon problemli, Gönyeli Belediye salonunu araştırdık, kapasite küçük…

En sonunda KTÖS’e gittik ve Lefkoşa’daki son iki oyunu orada oynadık…

Hakkını vermek gerekir ki Lefkoşa’da KTÖS, Mağusa’da DAÜ ve Mağusa Belediyesinin yardımları ile KÜKOM ve Girne’deki salon da GAÜ’nün katkıları ile “Kabul edilebilir” bir rakamla bize kiralandı…

Bizi esas şaşırtan ise ODTÜ Kalkanlı kampüsündeki salonun ODTÜ Rektörlüğü tarafından bize ücretsiz verilmesi idi, ne kadar teşekkür etsek azdır…

Bu kadar yüksek maliyetli salon girdileri ile minimum 100 TL olması gereken bilet fiyatlarını en azda tuttuk ve 50TL ile halkın her kesimden insanların oyunu izleyebilmesini sağladık…

Çünkü sonuçta Gatriyaba’nın kendisi de halkın içinden gelen bir karakterdir…

Sonuç olarak senaryoyu tam 28 günde yazdım

Ama salon ararken ömrümden 28 sene geçti…









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu