Köşe Yazarlarımız

Ekonomi ve Siyaset Trafiği






Sınır kapılarında, özellikle Metehan’da yaşanan sıkışıklık herkesin malumu. Hükümet, şimdi yeni yollar yapıyor, tebrik ederim. Geç kalınmış olsa da yerinde bir adım.

Peki, bu trafik nasıl oluştu? Gelin biraz da işin ekonomi politik tarafına bakalım.

Öncelikle şunu söyleyeyim; ben Kıbrıs’ın bölen sınırı bir yara izi olarak görüyorum ve adanın federal bir çözümle yeniden birleşmesi gerektiğini savunuyorum.

Konumuza dönecek olursak, son yıllarda güneyden kuzeye akan kapı trafiğinin yönü son haftalarda değişti. Geçen arabaların plakalarındaki harf sayısı daha çok 3’ken 2’ye düştü.

Peki neden kuzeyden güneye bir akın oldu?
Güney aniden ucuzladı mı?
Hayır.

Sosyal medyada örneklerini bolca görebileceğiniz gibi, kuzeydeki fiyat artışı halkı güneye yönlendirdi. Güney aniden ucuzlamadı, kuzey yavaş yavaş pahalılaştı, güney ise kuzey karşısında ucuz kaldı.

Bunun olacağı öngörülebilir miydi?

Kesinlikle öngörülebilirdi. Hatta bu konu ile ilgili uyarılarımızı da yapmıştık. İhtiyaç ürünlerinin ucuzlatılması gerektiğini, düşük gelirli ve orta sınıfın korunması gerektiğini yazmıştık.

Ne düşük gelirli ne de orta sınıf pahalılıktan korunmadı. Ne ihtiyaç ürünleri denetimli ürün kapsamına alındı ne de düşük tüketim yapanlar elektrik zammından korundu. Neticede asgari ücrete yüksek bir zam yapıldı.

Asgari ücret zammından kesinlikle şikayetçi değilim. Keşke emek memleketimde daha da değerli olsa. Ancak açık, net ve tartışmasız gerçek şudur ki; asgari ücreti yükseltmek tek başına toplumun düşük gelirli kesimlerini korumaz. Hatta bazı durumlarda işsizliğin artmasına ve daha büyük sefalete de yol açar.

Ancak neticede, asgari ücreti yükseltmeden atılacak adımlar vardı ve bu adımlar atılmadı. Peki şimdi ne olacak?

Asgari ücretin bu kadar ani ve yüksek artması sonucunda fiyatlar hızla yükseldi. Kuzeydeki ekonomi hızlıca müşteri kaybetmeye başladı. Güneyden gelen müşteri azalırken, kuzeyden gelen müşteri de güneye kaçıyor.

Çok yakında TL’nin Euro karşısında değer kaybetmesi için ve güneyden daha çok müşteri gelmesi için dua eden işletme sahipleri görürseniz buna hiç şaşırmayınız.

Ekonomik tablo değiştikçe, bu konu ile ilgili daha söyleyeceklerim olacak. Gerçekten hayret verici bir durum var ortada. Bölünmüşlüğü, sınırları, küçücük adada bu yaşananları kabul etmekle bile kendinizi hayret etmekten alamıyorsunuz.

Düşünün ki, Haspolat’ta bir makinist, malzeme almak için Haspolat’ın arkasındaki endüstri merkezine Metehan kapısından gidiyor. Bütün kuzey Lefkoşa’dan güneye arabayla geçecekler tek bir yolu kullanmak zorunda.

Kapılar 20 yıldan fazladır açık. Kapıda insanlardan çalınan onca saati, yollarda giderken yavaş yavaş kaybolan milli serveti düşündükçe insan dehşete düşünüyor.

Akıl, mantık, matematik ne yönü gösteriyorsa o yolda yürümeye başlamalıyız. Mevcut gidişat ters
istikamet.









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu