Türkiye Kökenli Kıbrıslı Türkler
Bağımsızlık Yolu’nun günahları her geçen gün biraz daha çoğalıyor!
Kıbrıs’ta iki halkın varlığından bahsettiği yetmezmiş gibi, bir de Türkiye kökenli insanları Kıbrıslı Türk’ten sayıyor.
Ve ne yazık ki bilimsel tartışma etiğini uzun zaman önce yitirmiş çevreler, bu “kabul edilemez” günahla açıktan açığa tartışmak yerine, dedikodu, yalan, saptırma ve abartma yoluyla mücadeleyi tercih ediyorlar!
Diyorlar ki; “Bağımsızlık Yolu’na göre gelen emekçi giden emekçi”
Diyorlar ki; “Bağımsızlık Yolu bütün Türkiyelileri sırayla vatandaş yapacak”
Diyorlar ki; “Bağımsızlık Yolu’na göre işçi işçidir ve bütün işçiler kutsal insandır”
Diyorlar ki; “Bağımsızlık Yolu vatandaş olan herkesi kktc halkı kabul ediyor”
Bilim kurgunun sınırlarını zorlayıp fantastik kategorisine dahil olacak kadar yaratıcı bu iddialarda gerçeklik payı var mı peki?
Hayır yok!
Ancak Bağımsızlık Yolu’nun ne dediğini kaynağından öğrenmek yerine, sağda solda konuşulan dedikoduları dinlemek birçok insana daha cazip geldiğinden; bu iddialar yayıldıkça yayılıyor!
Gelin “Türkiye kökenli Kıbrıslı Türkler” kavramı ile ne demek istediğimiz hakkında konuşalım!
***
Bağımsızlık Yolu Marksist bir parti olduğu için; dünyadaki herhangi bir ülkedeki herhangi bir toplumun sınıflardan oluştuğunu bilir. Toplumlar içerisindeki sınıflar da kabaca “egemenler ve halk” olarak iki kategoriye ayrılır. Yani şu çok tartışmalı “halk” meselesi, “toplum” kavramını dışlamaz.
Her toplumda bir halk vardır! Kısacası Bağımsızlık Yolu “iki halk” dediği gibi, aynı rahatlıkla “iki toplum” da diyebilir. Halk kavramını ön plana çıkarıyor olmasının sebebi ise, egemenleri kendine hısım değil hasım görmesindendir!
Gene Bağımsızlık Yolu’nun benimsediği bilimsel dünya görüşüne göre var olan hiçbir şey aynı kalmaz. Var olan her şey değişir, gelişir, yozlaşır, dönüşür veya yok olur!
Bu nedenle bir olgu bir kez tanımlandığında, onun değişim dinamiklerini de analiz etmek bilimin gereğidir!
Bir şeyi anlamanın esası, onun olduğu hali değil değişimini anlamaktır. Yani geçmişte ne olduğunu, şimdi ne olmakta olduğunu ve gelecekte ne olabileceğini anlamak!
Bir bebeğin doğduğunda olduğu şey ile, öldüğünde olduğu şey farklıdır! Bir bakıma ikisi de aynı insandır; başka bir bakımdan ise kişilik, karakter, deneyim, bilgi, duygu olarak bambaşka iki insan söz konusudur!
Dahası yeni doğmuş bir bebek ile onun yaşlanıp ölmüş hali arasında aynı olan tek bir hücre bile yoktur! Bebekler için geçerli olan, toplumlar için de geçerlidir!
***
Kıbrıslı Türk toplumu tarihsel süreçlerin ürünüdür. Doğru politikalarla Kıbrıslı toplumuna dönüşmesi de mümkündür.
Ancak olmasını istediğimiz şey ile var olan şeyi birbirinden ayıramamak; yeni doğmuş bebeğe cenaze düzenlemekten farksız bir aymazlıktır!
Türkiye kökenli Kıbrıslı Türkler kavramı işte bu tespitlerden hareketle ortaya çıkmıştır. Kıbrıs’ta doğmuş, on yıllardır Kıbrıs’ta yaşayan, geleceğini Kıbrıs’ta gören veya önceliği Kıbrıs olan insanların da bu toplumun bir parçası haline geldikleri gerçeği bizim için gün gibi açıktır.
Ersin Tatar’ı, Zorlu Töre’yi, Tahsin Ertuğruloğlu’nu Kıbrıslı Türk sayıp; sırf kökeninden, doğduğu ya da geldiği yerden dolayı Bayram Karaman’ı (kim olduğunu bilmeyen ismini Google’a yazsın) Türkiyeli sayan zihniyetteki garabet bizim için nettir!
Ama ne yazık ki kendini solcu sayan kişiler arasında değil Bayram Karaman’ı, sırf karma evlilik çocuğu olduğu için
Buse Savaşkan’ı bile Kıbrıslı Türk saymayanlar vardır.
Bu anlayış ile mücadele etmek, bu zihniyeti sol saflardan kazıyıp atmak Bağımsızlık Yolu’nun temel görevlerinden biridir.
***
Bu nedenle hakkımızda uydurulan dedikodular; kavramları tanımlamak, verileri sıralamak, argümanlarını olgulara göre kurmak konusunda donanımsız şovenistlerin, tek becerebildikleri şey olan yalanlara sarılmalarının ürünüdür!
Öyle ki bu kişiler; varlığını inkâr ettikleri bir halkın kimlerden oluşup oluşmadığını kendilerine dert edecek kadar tutarsız, burunlarının dibindeki insanları hor görecek kadar ayarsız, muhataplarının gerçek argümanlarına yanıt veremeyecek kadar çapsız, insanların yüzüne konuşamayacak kadar ciğersizdirler!
Bu kişilerin yalanlarının aksine; Bize göre bir kişi “sırf kktc vatandaşıdır” diye halkın parçası sayılmaz!
Bu coğrafyada doğup büyümüş ama vatandaş olamamış birisi halkımızın parçasıyken, Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaş olmuş hatta milletvekilliği yapmış Bertan Zaroğlu Kıbrıslı Türk değildir!
Birinin emekçi olması onu bizim gözümüzde yüce bir mertebeye oturtmadığı gibi, halkın bir parçası saymamıza da neden değildir.
Vatandaşlık gibi emekçi olmak da bir halka dahil olmakla ilgisi olmayan bambaşka kategorilerdir. Veya Bağımsızlık Yolu halkın parçası saydığı kişilerin de otomatikman kktc vatandaşı olması gerektiğini söylememektedir.
Tam aksine savunduğumuz şey; çağdaş bir vatandaşlık yasası yapılarak Bakanlar Kurulu’nun istisnai vatandaşlık yetkisinin kaldırılması ve vatandaşlığın herkes için yıl kriterine, hukuk kriterine, sınav kriterine ve kota kriterine bağlanmasıdır!
***
Bağımsızlık Yolu’nun ne dediği çok nettir: Kıbrıs’ta doğmuş veya on yıllardır Kıbrıs’ta yaşayan, geleceğini Kıbrıs’ta gören ve önceliği Kıbrıs olan insanlar; vatandaş olsunlar veya olmasınlar, emekçi olsunlar veya olmasınlar, nereden gelmiş olurlarsa olsunlar bu toplumun bireyleridirler!
Dostumuzdurlar veya hasmımızdırlar ama bu coğrafyanın parçasıdırlar.
İsterdik ki Kıbrıs milliyetçileri demediğimiz şeyleri demişiz gibi uydurmak yerine, fikirlerimize fikirlerle yanıt versinler. İsterdik ki yalanlar değil fikirlerimiz savaşsın. Ancak üzülerek görüyoruz ki muhataplarımız silahsız!