Köşe Yazarlarımız

23 YIL GEÇTİ HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ




Dün akşam YouTube’da önüme 32. Gün Programının bir bölümü düştü!..
Konuklar;

-Rauf Raif Denktaş…
-Yılmaz Erdoğan…
Ve Cüneyt Arkın!..
Mekan;
-Boğaziçi Üniversitesi!..

Hem konuklardan birisinin Kıbrıs adına önemi, hem de Boğaziçi’nin şu sıralardaki durumu bakımından programı sonuna kadar izledim ve şu kanıya vardım;

-Dünyanın en zeki insanı olsanız bile milliyetçilik sizi dünyanın en aptal insanı gösterebiliyor!..

O programda soru soran öğrenciler arasında şimdinin CTP Milletvekili Armağan Candan da vardı!..
Üstelik programda son sözü alan kişi de oydu!..

23 yıl önce Kıbrıs’ta Yılmaz Erdoğan’ın bir oyununu sahneledikleri için tutuklandıklarını ifade edip Denktaş’ı sert bir şekilde eleştirdi!..

Dedim ya, dünyanın en zeki insanı, hatta en pratik cevap verebilme yetisine sahip kişisi de olsanız milliyetçilik sizi anında dibe çekebiliyor!..

Denktaş, programın girişinde kendisine sorulan “Sanat nedir” sorusuna, evrensellik çerçevesinde cevap vermişti!..

Fakat programın sonunda “Askeri rencide eden bir tiyatro gösterisine izin vermeyiz. İlla bunu oynayacak birileri varsa bedelini öder” dedi!..

Bu sözlerin sonunda alkışlarla salonun yıkılmasını bekleyen Denktaş hayal kırıklığına uğradı!..

Salonun neredeyse tamamı Denktaş’ın bu söylemini koltuklara vurarak protesto etti!..
Çünkü orası bugünün Boğaziçi Üniversitesi’ydi!..

Program süresi boyunca Denktaş sürekli tekrara düştü, Türkiye’nin gölgesinde yaşamaktan vazgeçemeyiz dedi, muhalif olan herkesi Rum’a hizmet etmekle suçladı!..

İşte o anlarda hem öğrenciler hem de konuklardan Yılmaz Erdoğan daha fazla bu oyuna katlamadı!..

Erdoğan, “Sayın Başkan sizi eleştiren herkes mi Rum’a işliyor” diye sordu, Denktaş, “Evet” dedi…

Öğrenciler, “Kuzey Kıbrıs’ta kara para aklanıyor” diye eleştiri getirdi, Denktaş, bunu yalanlayıp “Rum tarafında kara para aklama var, bizim gazeteler de bunları alıp sırf bana muhalif olsunlar diye kuzeyde oluyormuş gibi yayın yapıyorlar” diye çıkıştı!..

-Kumarhaneleri savundu…
-Ülkücülere arka çıktı…

Hatta bir öğrencinin, “Artık KKTC kendi ayaklarının üzerinde durmalıdır, bunu siz başaramadınız, kendinizi başarısız buluyor musunuz” sorusuna da, “Türkiye’nin gölgesi hep üzerimizde olmalı” diye yanıt verdi!..

Yani demem o ki, 23 sene sonra Denktaş’ın oturduğu koltukta ondan kalibre olarak çok aşağılarda olan ve zeka olarak da aralarında kıyaslanamayacak bir fark bulunan Ersin Tatar oturuyor!..

Esas üzücü olan ise, şu anda Tatar’ın söylediklerinin birebir Denktaş’ın 23 yıl önce söyledikleriyle aynı olması!..
İşte milliyetçilik seviyenizi bir anda bu kadar düşünebiliyor!..

Çünkü ortaya konan “Dava”nın;

-Bir fikri…
-Mantığı…
-Dayanağı..

Ve bu topluma faydası yok!..

Çetin Sadeli gelsin daha gür sesle aynı şeyleri rahatlıkla söyler ve savunur!..

23 yılda hiçbir şey değişmedi!..
Tıpkı 43 yıl da değişmediği gibi!..

Yalana dayalı bu düzeni yalanlarla ayakta tutan hastalıklı zihniyet!..
Değişmeyen sadece bir tek şeye sevindim, o da Boğaziçi’ndeki o parlak gençliğe!..









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu