Köşe Yazarlarımız

SIRA DUYGULARIMIZA MI GELDİ?






Toplumuma “Besleme” diyeni…
İfade özgürlüğünün linç edilmesi için talimat vereni…
Yazdıklarından dolayı Kıbrıs’taki gazetecilere dava açanı!..
İrademi hiçe sayıp kayyum atar gibi başıma lider atayanı…

Her fırsatta toplumumu aşağılayanı ve yaptıklarını kafama vuranı sevmek zorunda mıyım?

Peki, nasıl unuturum Gezi olaylarını, Ali İsmail Korkmaz ve arkadaşlarını?
Zorla yaka paça Kıbrıs’tan alınıp Türkiye’ye götürülen ve orada linç edilmek istenen Barbaros Şansal’ı?

Boğaziçi Üniversitesi’nde demokrasi istediği için darp edilen genç arkadaşları?

Bak kardeşim, benim yurduma astığın veya sana astırtılan o “Love Erdoğan” görsellerini, yıllardır düşünceleri yüzünden Türkiye’de hapiste tutulan, işinden olan, hayatını kaybeden veya ülkesini terk eden meslektaşlarıma ben anlatamam!..

Çünkü bu Kıbrıs Türk Toplumunun fikir ve düşüncelerini yansıtmıyor!..
Üstelik konu Türkiye Cumhuriyeti falan da değil!..
Nefret hiç değil!..

Kıbrıslı Türklerin kültüründe nefret yoktur!..
Sevgisi çok büyüktür!..

Şimdi kalkmış siz Kıbrıs Türk Toplumunun kimi sevip sevmeyeceğine ve bu sevgisini nasıl gösterip göstermeyeceğine mi karışıyorsunuz?

Yetmedi mi her şeyimize yaptığınız müdahale?
-Türklüğümüzü sorguladınız!..
-Müslümanlığımızı beğenmediniz!..
-Liderimizi siz seçtiniz!..

Şimdi sıra duygularımıza mı geldi?
Ona da mı siz karar vereceksiniz?

Ne Erdoğan ne de bir başkası Türkiye Cumhuriyeti’nden büyük değildir!..
Kıbrıslı Türkler de, Türkiye Cumhuriyeti ile onu yönetenler arasındaki ayrımı yapabilecek kadar kapasiteye sahiptir!..

Nasıl ki Türkiye’de mevcut iktidarın vizyonunu beğenmeyen kardeşlerimiz ne Türkiye düşmanı ne de teröristtir, aynı şekilde Kıbrıslı Türkler de bu reklama tepki gösterdiği için ne teröristtir ne de Türkiye düşmanıdır!..

O nedenle konuyu saptırmayınız!..
Kimi sevip sevmeyeceğimize biz karar veririz!..

Herkes kendi ülkesinde aşkını ilan edebilir!..
Burası Kıbrıs’tır!..









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu