Köşe Yazarlarımız

ŞU İKİ İNEK MESELESİ, KKTC’NİN İNEKLERİ VE İNEKLİKLER






Bu haftaki yazımda ünlü bir analojiyi temel alarak memleket hali pürmelaline bir adaptasyon yapacağım.

Bu anlaşılmaz cümle de nerden çıktı demeyin.

Bana dediler ki; köşe yazılarında araya baharat niyetine janjanlı kelimeler yerleştir, yerleştir ki ne kadar sofistike olduğunu herkes görsün. Ben de öyle yapıyorum.

Şimdi TDK sözlüğe göre analoji yerine benzeşim/benzeşme yazsam yazının gazı kaçacak. Hal-i pürmelal yerine ise kaygılandıran ve bıkkınlık veren üzüntü verici durum desem yazı yerle bir olacak.

“Adaptasyon” yerine “uyarlama” kelimesini kullanma meselesine ise hiç girmiyorum, konuya geleceğim, acelem var.

Velhasıl; ilk defa 1944 yılında ABD’de kullanılan, sosyal mecraların patlamasıyla da zirve yapan ünlü iki inek hicvi bugünkü konumuz.

Çeşitli siyasi, ekonomik vb. sistemler üzerine bir siyasi hiciv biçimidir “iki inek”

Kurgunun temelinde, okuyucunun belirli bir sistem içinde yaşadığı ve iki ineği olduğu varsayımı vardır.
İşin püf noktası ise bu sistemdeki okuyucuya ve ineklere ne olduğudur.

Orijinal iki inek hikâyesinden bazı bölümler şöyledir;

Sosyalizm: İki ineğiniz var. Devlet birini alır ve ihtiyacı olan birine verir.

Komünizm: İki ineğiniz var. Onları hükümete verirsiniz ve hükümet size biraz süt verir.

Faşizm: İki ineğiniz var. Onları hükümete verirsiniz ve hükümet size biraz süt satar.

Kapitalizm: İki ineğiniz var. Birini satıp boğa alırsınız.

Bürokrasi: İki ineğiniz varsa, devlet ikisini de alır, birini öldürür, sütü sağar, kovayı da
devirir. Saltanatının devamı için sizi çıkarları doğrultusunda hiç düşünmeden
harcar.

Demokrasi: İki ineğiniz varsa, ikisi de greve gider. Taşıdığı anlama sığınırsınız ama
uygulamada sınıfta kalmıştır. İnekleriniz sizden önce isyan etmeye başlar

Nazizm: İki ineğiniz var. Devlet ikisini de alır ve sizi vurur.

***

Gelin şimdi bu meşhur inekler KKTC’de olsalardı başlarına hangi durumda neler gelirdi, ne ineklikler olurdu, ona bakalım.

UBP: İki ineğiniz varsa UBP size ve tüm seçmenlere 12’şer inek sözü daha verir. 400 ineği devlet dairesine münhalsiz, memur olarak yerleştirir ve en kısa zamanda terfi ettirir.

400 ineğe de otlanmak için arazi tahsis eder ama tahsis belgeleri sahte çıkar. Vatandaşa söz verilen inekler ise asla yerine ulaşmaz ama partili inekler bunu asla sorun etmez, onlar itaatkar ineklerdir.

Parti, herhangi bir kaydı kuydu olmayan 1200 ineği de her ihtimale karşı aceleyle vatandaş yapar ve ilk seçimde oy kullanmalarını sağlar.

Başka memleketteki öküzler ara ara UBP Mandırasına müdahale eder ve parti başındaki inekleri istedikleri gibi belirlerler, istediklerini keserler, istediklerini de sağarlar.

Eski lider ineklerin kimi “çeker” gider, kimi susar, otlamaya devam eder, kimi de te da ki her şeye rağmen mandıranın başında kalır.

DP: İki ineğiniz varsa, DP önce onların otladığı meraya göz koyar, etik ahlak demeden yandaş ineklere karşılıksız kredi ve mera verir ve meraya, komisyonu peşin alınan yurt veya üniversite yapar, yatırımcı getirir. Paraya çok meraklıdır bu inekler.

DP daha sonra sizin ineklerinizi keser, etini satarak sizin maaşınızı öder. Bu kadar ineklik yetmezmiş gibi, normalde kapalı bir mekanda turuncu üniforma giymesi gereken milletvekili mandalar halkı ineklik etmekle suçlar ve nankör olamamalarını, saman yiyip mutlu olmalarını öğütlerler.

YDP: İki ineğiniz varsa YDP başkanı size yeni inekler daha alınacağını müjdeler, inek fiyatlarını ucuzlatacağım diye de söz verir, tarih bile belirler. İnekler ise defa defa verilip tutulmayan bu sözlere popişleriyle gülerler. Aslında ortada ne inek ne de bir parti vardır, sadece taşeronluk yapan bazı öküzler ve bir miktar koyun vardır.

ERSİN TATAR: Eğer iki ineğiniz varsa Ersin Tatar onlara önce günaydın der, inekler tabii ki hiçbir şey anlamaz ama uzaktan Torosları görünce neşeyle “mööööö” derler. Gün içerisinde inekleri Meluşa, Angolem ve 16 köye daha kahvehane gezmesine götürür, yol üzerinde de 18 yere uğrar, eşit egemen ineklerden bahseder, perperişan olan inekler strese girer ve sütten kesilir.

CTP: İki ineğiniz varsa, muhalefetteyken onları gaza getirir, merada eşitlik ve adalet vadeder ve ineklere sütten pay sözü verir. Daha sonra hükümete gelince süte zam yapar. İnekler kendi kendine yetmelidir der ve birini satıp maaşları öder, en son da bu mera sürdürülebilir değil diyerek hükümetten istifa eder ve mutlu oldukları yere muhalefet mandırasına dönerler. Olan biçare ineklere olur ortada kalırlar.

TDP: İki ineği olan TDP’de inekler birbirlerine her daim birbirlerini çekemezler ve küstürler. Hatta yan meralardaki ineklerle de küstürler. İnekler arar ara barışır ve birleşir gibi yapsa da geri küserler. Bu stres yüzünden süt verimleri azalır ve süt toptancısının istediği miktarın altında süt sağılır. Sonuçta süt satılamaz, peynir de yapılamaz, ekşir ve dökülür. İşte bizim mandıranın mesel tadındaki ineklik analoiisi de böyle.

Ben da bıraktım da geldim.













Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu