KORKU

Herkesin bir korkusu vardır!..
İnsan karanlıktan korkar!..
Uçaktan…
Yüksekten…
Yılandan ve dahasından!..

Fakat bir korku var ki, işte o korku hiçbir şeye benzemez!..
Öyle ki, vicdanınız sizi yer bitirir!..
Geceleri yastığa kafanızı koyduğunuzda gözünüze uyku falan girmez!..
Sürekli bu korkunuza karşı önlemler alırsınız!..
Hem de ne gerekiyorsa!!!

Akıl almaz yollara başvurursunuz, başkalarının özgürlüklerini dahi kısıtlamaktan çekinmezsiniz!..
Çünkü sonunuzun iyi olmayacağını bilirsiniz!..

O nedenledir ki, Nazım, “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu” demiştir!..
Evet, gerçekten de hiçbir korkuya benzemiyor!..

Şöyle bir tarihe bakınız!!!

Kim ki halkını satmış, o kişinin sonu ya darağacında bitmiş, ya bir köşe başında can vermiş ya da bir hiç olarak hayatına devam edip bir hiç olarak son nefesini vermiş!..
Tarihin çöplüğü bu korkaklarla doludur!..

Aynı tarih, iktidarı elinden gideceği için intihar edene bile şahitlik etmiştir!..
Benzemez başka hiçbir şeye bu korku!..

Bir daha halkının arasına karışamayacağını, sıradan bir vatandaş gibi daha yaşayamayacağını bilmektir bu korku!..

O malum sona yaklaşmamak için bu yolda her şey mübah!..
-Tehdit!..
-Baskı!..
-Korku imparatorluğu!..

Hatta katliam, savaş!..
Bunlar hep korkakların işidir!..
Tıpkı Mine Atlı’nın düşüncelerinden korkanlar gibi!..

Korkuyorlar korkmadan onlara karşı duranlardan!..
İfade özgürlüğü ile onlara ders verenlerden!..

Ve o nedenle de ellerindeki tüm gücü düşünce ve ifade özgürlüğünü yok etmek için uğraşıyorlar!.

Ama bilmiyorlar ki, fikirler asla ölmez, Mine’ler asla susmaz!..
Susmayacak da!..