Genel

Bir Halk Mücadelesi






Bir Halk Mücadelesi: CHP‘li Vekillerin TOMA’ların Önünde Duran Cesareti

Son günlerde Türkiye‘de yaşanan olaylar, toplumda biriken öfke ve umudun bir araya gelmesiyle önemli bir dönemeçten geçti.

ODTÜ‘de gerçekleştirilen protestolarda, Ekrem İmamoğlu‘na yönelik eleştiriler ve polis müdahaleleri sürerken, CHP’li vekillerin TOMA’ların önüne geçmesi, halkın direnişinin sembolik bir ifadesi oldu.

Bu eylem, yalnızca bir protesto değil; aynı zamanda demokrasi, adalet ve insan hakları için verilen bir mücadelenin öne çıkışıdır.

CHP’lilerin öğrencilerin saflarına katılarak, kendilerine yönelen gücü durdurma çabası, iktidarın uygulamalarına karşı duruş sergileyenlerin yalnız olmadığını göstermektedir.

Hükümetin baskıcı tutumlarına ve özellikle İmamoğlu’na yönelen tepkilere karşı, halkın ve siyasi temsilcilerin birleşik bir duruş sergilemesi.

Bu durum, Erdoğan hükümetinin giderek artan otoriter eğilimlerine karşı bir meydan okumadır.

İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilme tehdidi, yalnızca bir kişiye yönelik bir saldırı değil, aynı zamanda demokrasiye ve üniversitelerin bağımsızlığına yapılan bir saldırıdır.

Herhangi bir devlet kurumunun, bir bireyin eğitim geçmişine müdahale etme yetkisi yoktur.

Bu tür hamleler, bir korkunun ve çaresizliğin yansımasıdır; Erdoğan’ın karşısında büyüyen bir muhalefet olduğunu bilmesi, onu daha da saldırganlaştırmaktadır.

Ancak bu tür saldırılar, toplumsal bilinci uyandırmakta ve halkın iradesini güçlendirmektedir.

Hukukun ve demokrasinin askıya alındığı bir ortamda, gerçek adaletin sağlanabilmesi için toplumun her kesiminden insanların bir araya gelmesi şarttır.

Diktatörlük rejimleri, birer birer kendilerini tüketir ve bu süreçte halkın iradesine karşı duramayacakları yine tarihsel bir gerçektir.

Bu bağlamda, Türkiye halkının artık biat etmeyeceği, sesini yükselteceği ve kendi iradesine sahip çıkacağı bir sürece girdiği açıktır.

Sonuç olarak, ODTÜ’deki protestolar ve CHP’li vekillerin TOMA’ların önündeki direnişi, bugün Türkiye’nin yaşadığı olağanüstü koşullarda halkın demokrasilerini savunma kararlılığının bir göstergesidir.

Umut ve cesaretle birleşen bu mücadele, gelecekte daha adil, demokratik ve özgür bir Türkiye’nin temellerini atma potansiyelini barındırmaktadır.

Bu direniş hem siyasi aktörlerin hem de toplumun tüm kesimlerinin el birliğiyle yürütmesi gereken bir süreçtir.













Başa dön tuşu