Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, “Belediye seçimlerinin; insanımızın geçim sorunlarıyla, ilgili bir boyutu yokmuş gibi, vaatlerde parklar ve köprülerden bahsediliyor” diye konuştu
Rahvancıoğlu: Belediye seçimlerinin, geçim sorunlarıyla ilgili bir boyutu yokmuş gibi parklar ve köprülerden bahsediliyor
BRTK ekranlarında yayınlanan parti temsilcilerinin katıldığı Seçim Arenası programında soruları yanıtlayan ve süreci değerlendiren Rahvancıoğlu; halkın geçim ve evine ekmek götürme derdinde olduğunu, asgari ücretin ne olarak belirleneceğini düşünmekte olduğunu söyledi.
Bir önceki genel seçimlerin üzerinden uzun zaman geçmediğini, o dönemde de vaatlerin havada uçuştuğunu belirten Rahvancıoğlu, o vaatleri veren ve seçimden birinci çıkan partinin başkanının artık o partinin başkanı olmadığını anımsattı.
Yerel seçimle ilgili olarak da yine vaatlerin havada uçuştuğunu söyleyen Rahvancıoğlu; “Şimdi insanlar söylenen vaatlere nasıl inanacak” ifadelerini kullandı. Rahvancıoğlu, “Belediye seçimlerinin, insanımızın geçim sorunlarıyla, günlük yaşam dertleriyle ilgili bir boyutu yokmuş gibi parklar ve köprülerden bahsediliyor. Seçim vaatlerini bir paket gibi insanların önüne sünüyorlar, seçim bittikten sonra ise hiçbiri yapılmıyor, kendilerini finanse eden esas hizmet ettikleri sermaye odaklarının çıkarları doğrultusunda bir siyaset ortaya koyuyorlar” dedi.
“Kooperatifçilik sistemiyle sosyal belediyecilik adıyla sıraladığımız başlıklar finanse edilebilir”
Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu’nun seçime girerken tam da bu geçim sıkıntıları ile ilgili politikaları konuşmak maksadıyla seçime girdiğini, Girne’de KSP adayı Osman Zorba’yı, Lefkoşa’da TDP adayı Mehmet Harmancı’yı, Mağusa’da ise bağımsız aday Salih Oktay’ı destekleme kararı aldığını açıkladı. Lefkoşa ve Girne’de de Belediye Meclis Adayı listeleriyle kendi logoları altında seçime katıldıklarını belirten Rahvancıoğlu, Omorfo’da da TDP’nin oluşturduğu sol ittifak listesinde adaylarının bulunduğunu ifade etti.
16 sayfalık yerel yönetimler programı hazırladıklarını ifade eden Rahvancıoğlu, burada ekonomik anlamda belediyelerin, ‘Borç mu almalı, devletten mi, Türkiye’den mi gelmeli’ tartışmaları dışında; önerdikleri kooperatifçilik sistemiyle, üretim, dağıtım ve tüketim kooperatifleri kurarak, kendi gelir kaynaklarını yaratabileceğini, böylelikle de sosyal belediyecilik adıyla sıraladığımız başlıkları finanse edebileceğini açıkladı. Rahvancıoğlu, sosyal belediyecilikle vurgulamak istedikleri siyasetin, halkın gündelik hayatının ucuzlatılması ve geçim ihtiyaçlarının karşılanması olduğunu açıkladı.
“Beleşe denize girme hakkını hangi rejim partisi destekleyebilir, otel sermayesini karşılarına alamazlar”
Rahvancıoğlu, bu ülkede ne yerel yönetimde ne de merkezi idarede iktidarın halkta ve hükümette olmadığını belirtti. Rahvancıoğlu, bu ülkenin iktidar yapısının parçalı bir iktidar olduğunu, esas iktidarların, TC egemenleri ve bu durumdan menfaat sağlamakta olan sermaye kesiminin olduğunu söyledi. Parçalı iktidar yapısında sermaye kesiminin çok önemli olduğunun altını çizen Rahvancıoğlu, geçim dedi ile ilgili sıkıntıların aslında altında yatan nedenin bu sermaye kesiminin olduğunu vurguladı.
“Anayasal hak olan beleşe denize girme hakkını hangi rejim partisi destekleyebilir” diye soran Rahvancıoğlu; “Otel sermayesini karşılarına alamazlar” dedi. Toplu taşımayla ilgili kimsenin bir şey söylemediğini belirten Rahvancıoğlu, “Rejim partileri burada iktidar olan akaryakıt ve araba ithalatçısı şirketlere karşı gelemediğindendir” diye konuştu.
Lefkoşa Türk Belediyesi’nde Sayın Akıncı’nın zamanından kalma toplu taşımayı UBP ve CTP ikilisinin zamanla erite erite bitirdiğini de söyleyen Rahvancıoğlu, ekonomi ve ekolojik anlamda toplu taşımanın herkes tarafından kullanılması gerektiğini iletti.
“Sermaye kesimiyle yüzleşmeyi göze almadan, park, bahçe, köprü sözüyle bu işler yürümez”
Rahvancıoğlu, “Vereceğiniz her vaatte karşınıza çıkacak olan bir sermaye kesimi var, bu sermaye kesimiyle yüzleşmeyi göze almadan, park, bahçe, köprü sözüyle bu işler yürümez. Sosyal konut, toplu taşıma, beleşe deniz lütfedilecek bir iyilik değil haktır. Bu hakları gasbedenler vardır ve karşılarına da ancak emekçi sınıflar ve emekçi sınıfın yanında duran partiler çıkabilir” dedi.
Projelerin değil siyasetlerin, felsefenin konuşulması gerektiği vurgusu yapan Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu bu anlamda felsefesini net bir şekilde ortaya koyuyor açıklamasını yaptı. Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu’nun emekçiden, halktan yana olduğunu sermayeye ve patronlarına karışı olduğunu yineledi. Rahvancıoğlu, bu yünden de haklarımızı gasbedenlere karşı Girne ve Lefkoşa’da belediye meclislerinde temsiliyet istiyoruz dedi.