KıbrısKöşe YazarlarımızManşet

Benim, senin, onun aklı yok o ortada. “Ortak akıl” dedikleri sadece kendi akılları…






Bugün yaşananları hem bir yurttaş hem de bir gazeteci olarak yorumlamak o kadar zor ve acı ki…

Mücadeleyi büyütmesi, amacına ulaşması için canhıraş çalışması gereken ana muhalefet; kendi istediği ve uygun gördüğü birkaç sendika ve örgütü genel merkezine davet ederek toplantı yapıyor ve ülkenin son dönemde gördüğü en büyük ve etkili eylemini sonlandırma kararı aldırıyor.

Hiçbir kazanımın olmadığı, tipik “Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz” söylemlerinin yer aldığı o karar okunurken bile kameralar önünde olmayan muhalefet partisi, siyasi olarak sadece kendisinin olduğu bir toplantıya bir de “ortak akıl” adını veriyor.

Benim, senin, onun aklı, fikri yok o toplantıda, o kararda.

Ortak akıl dedikleri sadece kendi akılları.

Toplantı fotoğrafları bile ana muhalefet başkanı kürsü gibi bir yerde, diğer herkes karşıda otururken servis ediliyor.

Bir kez daha, “Tüm parti, örgüt ve sendikalar bir araya gelsin, ana muhalefet herkesi kucaklasın, bu işin başını çeksin ancak herkesle eşit mesafede bir masanın etrafında yer alsın, kimse lider olmasın, herkes eşit olsun” derken, karşımıza “Benim aklım hepinizden üstündür” görüntüsüyle çıkılıyor.

El-sen emekçileri yorgun.
Günlerdir, haftalardır,
Soğukta, sokakta, Meclis önünde mücadele ediyorlar…

Başta ana muhalefet olmak üzere desteklenmeden, yüreklendirilmeden devam etmeleri mümkün değil.

Ve öyle de oldu.

Destek değil, “Grevi sonlandırın da nasıl olsa parmak sayıları çok, yasayı da geçirecekler, biz sonra Mahkemeye gidelim” tavrıyla karşılaştılar.

Eylemi sonlandırmasınlar da ne yapsınlar?

Zaten medyanın yüzde 70’i satılmış.
Halk desteği algı yönetimi ile zayıflatılmış.

Ki aynı muhalefet, bu ülke yurttaşına hakaretler edenlerin, yalan haberlerle algı operasyonları yapanların sözde gazete ve televizyonlarında da boy göstermeye devam etmiyor muydu?

Bir de ipi göğüslemesi beklenen ana muhalefet “Gel bu işi burada bitir” diyorsa nasıl devam edebilir El-sen?

Sağolsunlar
Varolsunlar…

Uzun zamandır özlediğimiz ve beklediğimiz o etkin mücadeleyi iki hafta da olsa bize yaşattılar.

Kıbrıs Türk toplumunun mücadele etmeye sadece karar vermesinin yeterli olduğunu gösterdiler.

Ana muhalefet tarafından durdurulmasalar daha da kazanım elde edilebileceğini ıspatladılar.

Emeğinize, yüreğinize sağlık sevgili emekçilerimiz.

Şimdi sıra bizde,
Oturup düşüneceğiz.

Turuncuyla yeşilin farkını,
Hükümet ve Cumhurbaşkanlığı pazarlıklarını,
Koltuk kaygısını…

Hepsini düşüneceğiz.

Ve kendimize bir yol çizeceğiz.
Ortası olmayan bir yol.









Başa dön tuşu