Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Başkanı Mustafa Baybora, yaz aylarında düzenlenen Kur’an Kursları ile ilgili bilgi talebinde bulunduklarını ancak henüz kendilerine konuyla ilgili bir bilgi aktarımı olmadığını söyleyerek hükümete yüklendi
Baybora: Eğitim bakanlığı yasa tanımaz uygulamalarına devam ediyor
KTÖS adına yazılı açıklama yapan Başkan Baybora, Eğitim Bakanlığı’nın yaz boyunca gösterdiği “siyasi zorbalık ve antidemokratik” uygulamaların yanında, yasa tanımaz uygulamalarına da devam ettiğini kaydetti.
Sendikanın 4 Temmuz tarihinde “Bilgi Edinme Hakkı Yasası“nın 5. maddesinden hareketle yaz aylarında düzenlenen Kur’an kurslarıyla ilgili bilgi talep ettiğini aktaran Baybora, aynı yasanın 12. maddesinde de “İdare, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi, başvurunun alındığı tarihten itibaren on beş iş günü içinde sağlar” emrinin bulunduğunu hatırlattı.
Yasaya ve yasanın verdiği emirlere rağmen taraflarına konu ile ilgili hala bir bilgi gelmediğinin altını çizen Baybora, geçen yıl Anayasa Mahkemesi‘nin Din İşleri Dairesi ile ilgili verdiği gerekçeli kararı hatırlattı.
“Din eğitimi devletin gözetim ve denetim yetkisine dahildir”
Baybora, “Geçtiğimiz yıl Anayasa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin Hafızlık ve Kur’an kurslarını da ilgilendiren Din İşleri Dairesi‘yle ilgili gerekçeli kararında şu ifadelere yer verilmişti” diyerek kararın metnini paylaştı;
“Anayasa’nın 23 maddesinin (4). fıkrası, “Din eğitimi ve öğretiminin Devletin gözetim ve denetimi altında yapılması” gerektiğine yer verir. Anayasa’nın 59 maddesinin (2). fıkrasına göre ise, “her türlü öğretim ve eğitim etkinliği devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir
Buna göre, din eğitimi ve dini eğitim de devletin bu gözetim ve denetim yetkisine dahildir. Her türlü öğretim ve eğitim etkinliğinin Eğitim Bakanlığı’nın denetim ve gözetimi altında olması gerektiği kuralı, Eğitim Bakanlığı’nın izni olmadan herhangi bir eğitim faaliyetinin başlatılamayacağı veya yapılamayacağını gösterir.
Ancak sadece izin almakla denetim ve gözetim hakkının yerine getirildiğini kabul etmek mümkün değildir. İzin aldıktan sonra denetim ve gözetim görevinin yapılabilmesi için kursun amacı, plan-programı, eğiticilerin nitelikleri, eğitim yeri ve ortamı da Eğitim Bakanlığının denetim ve gözetimine tabi olmadığı müddetçe, verilen iznin Anayasa’nın 23 ve 59 maddelerinin kapsamından çıkacağı çok açıktır”
“Yasal süre içinde cevap alamadığımız soruları basın aracılığıyla soruyoruz”
Baybora, Anayasa ve yukarıda aktarılan Din İşleri Dairesi ile ilgili alınmış gerekçeli karar tahtında bilgi edinmeyi talep ettikleri ve bakanlık tarafından yasal süre içerisinde taraflarına cevap verilmeyen soruları bir kez de basın aracılığı ile somak istediklerini kaydederek Eğitim Bakanlığı’na sorular yöneltti;
Cevap verilmesi için yasal sürenin aşılmış olduğu ve Bakanlık’tan cevabı beklenen sorular şu şekilde:
- Eğitim Bakanlığı yaz aylarında düzenlenmek üzere kaç tane Kur’an kursuna izin vermiştir?
- Eğitim Bakanlığı’nın izin verdiği bu kursların eğitim yerleri neresidir?
- Eğitim Bakanlığı’nın izin verdiği kursların amacı ve plan-programları nelerdir?
- Eğitim Bakanlığı’nın izin verdiği bu kursların eğiticilerinin nitelikleri nelerdir?
- Eğitim Bakanlığı izin verdiği bu kursları ne sıklıkta denetlemektedir?
- Eğitim Bakanlığı’nın izin verdiği bu kursları denetleyecek ve bu konuda uzman denetmeni var mıdır? Varsa, kimlerdir?
- Eğitim Bakanlığı’nın izin verdiği bu kursların güncel ve/veya geçmiş denetleme raporlarının sonuçları nelerdir?
“İstifanın bir erdem olacağını yineleriz”
Baybora Eğitim Bakanlığı’nın yaz ayları boyunca eğitimin niteliğiyle ilgili ortaya koymuş oldukları raporlar üzerinde çalışmak ve bu gibi eğitim ortamlarının denetim ve gözetimini sağlamak yerine öğretmeni itibarsızlaştırmayı ve öğretmen haklarını hedef almayı tercih ettiğini savunarak, “Eğitim Bakanlığı’nı asli görevlerini yapmaya bir kez daha davet eder, eğer yapmayacaklarsa da istifanın bir erdem olacağını yineleriz” dedi.
