Alüminyumdan 1 Mayıs
2023 yılında Türkiye hala Taksim’de ‘1 Mayıs Mitingi’ yaptırtmıyor. Sanayi devriminin ömrünü tamamladığı yeni bir çağda, hala geçmişi yaşıyoruz.
“Daha çok beyin” yerine “daha fazla yasak” var.
“Ham alüminyum ilk kez 1825 yılında elde edilmiş. Bu elementin halka tanıtımı ise 1855 yılında Paris Dünya Sergisi’nde gerçekleşmiş…”
xxxxxxx
Batı dört nala “sanayi devrimi” yaşarken…
Osmanlı İmparatorluğu “gerileme dönemine” girmişti…
Sanayi, işçi, alüminyum filan gündemde değildi…
xxxxxx
“Yeryüzünde en bol bulunan element olmasına rağmen alüminyumu arıtmak ve eritmek, elektrik enerjisinin son derece pahalı olmasından dolayı çok masraflı bir işmiş…
Öyle ki o zamanlar alüminyum altından daha değerliymiş… Danimarka Kralı X. Christian görkemini göstermek için kendine ‘alüminyum bir taş’ sipariş etmiş…”
xxxxxx
Osmanlı Devleti döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer Selânik’ti.
1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs’ı ilk kez kutladılar.
İstanbul’da ise 1 Mayıs kutlaması ilk defa 1912 yılında gerçekleşti.
1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak “İşçi Bayramı” ilan edildi.
Xxxxxx
Bayram sevinci kursaklarda kaldı…
1924’te hükûmet “kitlesel” 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
1925’te çıkan Takrir-i Sükûn Yasası ise İşçi Bayramını kutlamayı gündemden çıkararak tümden yasakladı.
1 Mayıs 10 yıl uykuya yatırılmış oldu…
10 yıl sonra ise kılık değiştirerek uyandı.1935 yılında 1 Mayıs’a “Bahar ve Çiçek Bayramı” adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
Batı ise alüminyum ve diğer elementler peşindeydi.
xxxxxx
“Bugünkü uygarlığın simgelerinden biri haline gelen ‘alüminyum kutular’ için epeyce beklenmiş…
Önce elektrik üretimi kolaylaşmış. Elektriğin bollaşıp ucuzlaması alüminyumun şansını arttırmış. 1960’lı yıllarda en bol üretilen metaller listesinde ilk sıraya yerleşmiş. Ama ‘kutu’ olarak kullanımı biraz daha zahmetli olmuş.”
xxxxxx
“1958 yılında Adolph Coors Company yaklaşık 200 gramlık bir alüminyum konserve kutusu imal etmiş…Bu kutu ilk kez Hawaii’deki bir bira üreticisi tarafından kullanılmış… Ama yine de ‘seri üretime’ geçilememiş…”
Xxxxxx
1960 Darbesi sonrası Türkiye büyük koalisyon dönemini yaşıyordu.
İnönü başbakandı…
Bu koalisyon 25 Haziran 1962’de sona erdi.
xxxxxx
“1962 yılında Reynold Metals şirketi ‘seri üretimi’ sağlayacak bir yöntem geliştirmiş… Ama kutunun ağırlığı 350 grammış…
350 gramlık alüminyum kutuların ilk talibi ABD’nin orta batı bölgesindeki Hamms adlı bir bira fabrikası olmuş…Coca-Cola ile Pepsi ise bu kutuları kullanmaya dört yıl sonra başlamış…Zamanla alüminyum dışında kutu kalmamış…Bununla yetinilmemiş…
En hafif ‘alüminyum kutu’ peşine düşülmüş…”
xxxxxx
Dünya inovasyon peşinde koşuyordu…
Türkiye ise yeniden 1 Mayıs’ı hatırladı.
1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim’de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun organizasyonu altında gerçekleşti.
Ama sinsi eller kanlı tezgahlar için gecikmedi…
1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı’nda yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Ancak, göstericilerin üzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34’ü vurularak ya da üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldü.
1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. Bu saldırının askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı Millî İstihbarat Teşkilatı tarafından Başbakan Süleyman Demirel’e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun derhal emekliye sevk edildi.
xxxxxx
1978’de 1 Mayıs yüzbinlerce kişi tarafından Taksim Meydanı’nda kutlandı.
Ancak bir yıl sonra1979’da Sıkıyönetim Komutanlığı, İstanbul’da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti.
xxxxxxx
Kutu imalatındaki metal oranının azaltılmasını amaçlayan ‘araştırmalar’ sonunda işe yaramış. Kutunun ağırlığı 18,5 grama düşürülmüş…
Şimdilerde 15 grammış…
Kutuların ağırlığının giderek azalması, alüminyum fabrikalarının bilgilerini sürekli yenileyecek aşamalı yöntemler geliştirmelerinden kaynaklanmakta…
Her birinin ağırlığı 16 tonu bulan, 188 cm eninde, 54 cm kalınlığında ve 5,7 metre uzunluğundaki parıltılı koca metal çubuklar, bir dizi işlemden geçirilerek ‘bir milimetrenin dörtte birine’ yani ‘iki kağıt tabakası kalınlığına’ denk bir inceliğe ulaşıncaya kadar yassılaştırılıyormuş…”
xxxxxxx
Tam 42 yıl önce…
1981’de Millî Güvenlik Konseyi 1 Mayıs’ı resmi tatil günü olmaktan çıkardı.
xxxxxx
Dünya ise başka bir iklimdeydi… Alüminyum o iklimin çarpıcı simgesiydi.
“Alüminyumu ‘hafifletmeyi’ başaran imalatçılar, şimdi de işlemler sırasında kullanılan ‘elektriği’ azaltma peşindelermiş…”
Bu bilgileri veren ‘Entelektüel Sermaye’ adlı kitap, bu gelişmeyi şöyle özetliyor: ‘Kutu eskiden olduğu gibi 350 gram bira alıyor, ama kendi içinde çarpıcı bir değişimle daha az malzeme ve enerji, buna karşılık daha çok beyin bulunuyor.”
xxxxxxx
Türkiye ise 1 Mayıs’ları hep gergin geçiren ülke olarak kaldı.
2007 yılında 1 Mayıs’ı tekrar Taksim’de kutlayarak aynı zamanda 1977’de olan olayları anmak isteyen grupları polis, silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı.
xxxxxx
Bir adım ileri, bir adım geri…
2008 Nisan’ında, 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edildi.
2008 yılında sendikaların hükûmetle 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama konusunda uzlaşamaması sonucunda sendikalar Taksim’e yürüme kararı aldı ve bazı sol görüşlü partiler de bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı.
2009 Nisan’ında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen önergeden sonra 1 Mayıs tekrar resmi bayram olarak kabul edildi.
2009’da Taksim’e çıkılmasına izin verilmedi.
xxxxxxx
Daha ‘çok beyin’, som altından bile daha etkileyici bir zenginlik göstergesi arayan imparatorun sofra takımından zaman içinde herkesin kullanıp attığı ‘bira ve kola kutusu’ üretiyor…
Beyin, kol gücünden daha fazla ‘değer’ üretir hale geliyor.
İşçilerin “sayısı” azalırken, mühendislerin “sayısının” çoğalması bu yüzden…
xxxxxxx
2020’de 15 sendika yöneticisi DİSK Genel Merkezi’nin önünden Taksim Meydanı’na yürümek isterken gözaltına alındı.
xxxxxxx
2023 yılında Türkiye hala Taksim’de ‘1 Mayıs Mitingi’ yaptırtmıyor…
Sanayi devriminin ömrünü tamamladığı yeni bir çağda, biz hala geçmişi yaşıyoruz.
Alüminyumsun başladık, alüminyumsuz devam ediyoruz…
“Daha çok beyin” yerine sürekli olarak “daha fazla yasak” var.
xxxxxxx
1 Mayıs Emekçi Bayramınız her şeye rağmen kutlu olsun….