AB Parlamento Seçimleri Hezimeti
Ben bu yazıyı kaleme alırken, daha doğrusu laptopun tuşlarına düşüncelerimi aktarmak için basarken, AB Parlamento seçimleri sonuçları henüz kesinleşmiş değildi.
Elimde sadece resmi olmayan katılım oranları ve bazı Exit Poll (Sandık Çıkış anketleri) sonuçları var.
Hangi parti kaç vekil çıkaracak henüz belli değil, görünüşe göre ya AKEL ya DİSİ bir sandalye kaybedecek. Pınar, matbaayı daha geç basmaya ikna edemediği ancak beni erkenden yazmaya çok kolay ikna edebildiği için henüz net bir bilgim olmadan bu yazıyı yazıyorum.
Evet, her yazımda mutlaka Pınar’a taş atmam lazım, yoksa rahat uyuyamıyorum.
Gelelim seçime katılıma, ki bence Kıbrıslı Türkler’in seçime katılımı en az seçim sonuçları kadar önemli bir konudur.
Pınar’ın bana aktardığı bilgiye göre; son seçimde, yani 26 Mayıs 2019’da kayıtlı 80 bin 682 Kıbrıslı Türk’ten 5 bin 804’ü oy kullanmıştı.
Bu seçimde ise kayıtlı 103 bin seçmenden 5 bin 676 kişi oy kullandı. Hem oran olarak hem de gerçek sayı olarak oy kullanımında düşüş yaşandı.
2019’dan daha fazla Kıbrıslı Türk’ün aday olduğu bu seçimde daha fazla kişinin oy kullanması bekleniyordu.
Daha fazla Kıbrıslı Türk’ün aday olmasının yanında, bu defa olanaklar da ciddi anlamda iyileştirildi. Toplantılar yapıldı, tanıtımlar ve reklamlar için ciddi paralar harcandı.
Daha fazla oy kullanma merkezi açılmasının yanı sıra, tüm kapılardan yarım saatte bir seçim merkezlerine otobüsler kaldırıldı.
Bu kadar tanıtım, harcanan para, geziler, reklamlar, otobüsler ile 2019’dan daha düşük bir katılım gerçekleşmesi bize iki noktayı işaret ediyor:
1- Artık Kıbrıs’ın kuzeyinde Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı azaldı. Burada gözüken seçmenler aslında artık burada değiller. Geleceklerini başka yerde arıyorlar.
2- Adaylar ve adayların ekipleri toplumda karşılık bulmadı.
Ben ikinci noktanın daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Sonuçlar, adayların halkı anlamadıklarını, ekiplerini doğru oluşturamadıklarını, sadece belli bir kesimin içinde kendi kendilerine propaganda yaptıklarını gösteriyor.
Bilgi akışını sağlamakta zorlandıkları gibi dışarıya, toplumun farklı kesimlerine açılmalarını sağlayacak kişileri de ekiplerinde barındırmadıkları anlaşılıyor.
Bu yazdıklarımı gerçekleştirebilseler, Kıbrıslı Türklerin seçime katılımı çok daha yüksek olurdu diye düşünüyorum.
Seçim sonuçları açıklanınca yine konu ile ilgili görüşlerimi sizinle paylaşacağım ama ne katılımdan ne de şu ana kadar ortaya çıkan tablodan memnun olmadığımı size söylemek istiyorum.