InstagramKöşe Yazarlarımız

Rüşvet, Komisyon ve Rantın Gölgesinde “Hükümet”






Kıbrıs’ın kuzeyindeki siyasi ortam, derinleşen ekonomik ve sosyal sorunlarla birlikte rüşvet, komisyon ve rant gibi kavramlarla anılmakta; bu durum, bölgedeki yönetim sisteminin kirlenmesine ve demokratik süreçlerin ihlaline yol açmaktadır.

Hükümetin bu tür uygulamalara karşı koymak yerine, bu yapının bir parçası haline gelmesi, Kıbrıs’ın geleceği açısından ciddi bir tehlike oluşturmaktadır.

Kıbrıs’ın kuzeyindeki hükümet, rüşvet ve komisyon uygulamaları ile tanınan bir yönetim anlayışına sahip.

Kamu ihale süreçleri, inşaat projeleri ve turizm yatırımları gibi alanlarda, bürokratik engellerin aşılması adına sıkça başvurulan bu yöntemler, yolsuzlukları teşvik eden bir ortam yaratmaktadır.

Devlet kurumu çalışanları ile özel sektör arasındaki ilişkilerde rüşvet, var olan gücü kötüye kullanmanın bir yolu olarak ortaya çıkmakta; bu durum da halkın devlete olan güvenini yerle bir etmektedir.

Kıbrıs’ın kuzeyindeki hükümetin, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadelenin ötesinde, kara para aklama hizmetlerine yönelik sağladığı zemin, bölgedeki organize suçların büyümesine katkıda bulunuyor.

Kumara ev sahipliği yapan işletmeler ve çeşitli gayrimenkul projeleri, kara para aklama işlemleri için uygun bir altyapı sunmaktadır.

Külliye ve cami gibi kutsal mekanlarla kurulan bağlantılar, bu işlerin meşrulaştırılmasına yönelik bir örtü işlevi görmekte; bu durum, toplumda derin bir etik sorun oluşturmakta.

Zaman içinde, hukukun üstünlüğünün yerini belirli güç odaklarının çıkarları almış, çoğu zaman işlerin kitaba uyduğu iddia edilerek toplumdan gizlilikle yürütülen bu işlemler, Kıbrıs’ın kuzeyini uluslararası arenada da olumsuz bir şekilde etkilemiştir.

Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar, bu tür yolsuzlukları daha dikkatli izlemeye başlamış ve bunun sonuçları, bölgedeki sosyal ve ekonomik yapıyı sarsmıştır.

Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm için yegâne yol, iki bölgeli bir federasyon çatısı altında bir uzlaşmaya varmak.

Ancak mevcut hükümetin yürüttüğü bu yolsuzluklarla dolu politikalar, müzakere süreçlerini ciddi şekilde zayıflatmakta; farklı etnik gruplar arasında güven inşa edilmesi gereken bir dönemde, çıkar çatışmalarını artırmaktadır.

Kıbrıs sorununun çözümü açısından bu tür uygulamaların sona ermesi, sosyal uyumun sağlanması ve kalıcı bir barış ortamının tesis edilmesi için büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, Kıbrıs’ın kuzeyinde rüşvet, komisyon ve rant gibi kavramlarla murakabe edilen bir siyasi yapı hem iç dinamiklerin hem de uluslararası ilişkilerin sağlıklı işlemesini zora sokmaktadır.

Hükümetin bu yolsuzluklarla arasına mesafe koyması, toplumda adaletin yeniden tesis edilmesi için kritik bir adımdır.

Kıbrıs’ın geleceği, yalnızca siyasi iradenin samimiyetine bağlı değildir; aynı zamanda bu tür karanlık yapılarla mücadelenin ve demokratik süreçlerin güçlendirilmesinin yanı sıra, uluslararası topluma karşı da şeffaf olunmasını gerektirmektedir.

Barışa giden yolda, önce bu sorunların aşılması ve adaletin sağlanması elzemdir.











Başa dön tuşu