InstagramKöşe Yazarlarımız

Kıbrıs’ın Kuzeyindeki Mevcut Durum






1974’ten itibaren Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşanan gelişmeler, Kıbrıslı Türklerin uluslararası topluluk içerisinde yalnız kaldığını, kendi siyasi ve kültürel kimliklerini koruma mücadelesinin giderek zorlaştığını ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin burada sağladığı hakimiyet, Kıbrıslı Türklerin kendi iradelerini kullanma konusunda ciddi engeller yaratmakta ve bu durum, adada barışa ve uzlaşıya ulaşma imkanlarını azaltmaktadır.

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşanan sosyal sorunlar; uyuşturucu, kumar, fuhuş ve organize suçlar, toplumun güvenliğini tehdit eden unsurlar olarak ortaya çıkmakta ve Kıbrıslı Türklerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Mevcut yönetim yapısı, bu sorunlarla etkin bir şekilde başa çıkamamakta, aksine bu durumu derinleştiren politikalar izlemektedir.

Hukukun üstünlüğü, adalet ve iyi yönetim kavramlarının zayıflaması, toplumda güvensizlik ve umutsuzluk yaratmakta, uzun vadede Kıbrıs Türk toplumu üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır.

Kıbrıs’ta sürdürülen politikalar, genelde sağcı siyasi partilerin ve liderlerin tutumları tarafından şekillendirilmekte, bu durum barış ve çözüm sürecinin önünü tıkayan bir engel teşkil etmektedir.

Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki etkisinin artmasıyla birlikte, Kıbrıslı Türklerin kendi kendilerini yönetme, uluslararası alanda tanınma ve bağımsız bir kimlik oluşturma mücadelesi daha da zorlaşmıştır.

Hükümetin ve mevcut liderlerin federal bir çözüm yerine, ayrı bir devlet olma hedefiyle hareket etmeleri, Kıbrıs sorununu daha da karmaşık hale getirmekte ve toplumda bölünmelere yol açmaktadır.

Bu noktada, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri, Kıbrıslı Türklerin geleceği açısından kritik bir eşik teşkil etmektedir.

Daha adil ve sürdürülebilir bir çözüm için, toplumda solda yer alan siyasi güçlerle ortak bir hareket içinde olmak, federal çözüm önerilerini desteklemek ve bu doğrultuda birleştirici bir siyaset geliştirmek büyük önem taşımaktadır.

Kıbrıslı Türklerin uluslararası alanda tanınmasının ve söz sahibi olabilmesinin yolu, ancak bu şekilde açılabilir.

Kıbrıslı Türkler olarak, tarihi bir dönemeçte olduğumuzun bilincinde olmalıyız.

Sadece mevcut kötü yönetimi eleştirmekle kalmayıp, bununla birlikte alternatif bir vizyon ve çözüm önerileri sunmak durumundayız.

Geleceğe yönelik umutlarımızı yeniden yeşertmek ve adada kalıcı bir barış sağlamak için, toplumun her kesiminde bir dayanışma ve birliktelik oluşturmak esastır.

Bu birliktelik, sadece Kıbrıslı Türkler arasında değil, aynı zamanda Kıbrıs’ta yaşayan diğer topluluklarla da sağlanmalıdır.

Sonuç olarak, Kıbrıs Türk toplumu, yalnızca kendi iradesiyle değil, aynı zamanda uluslararası destekle de güçlendiğini unutmamalıdır.

Gelecekte sağlıklı bir devlet yapısı ve adil bir toplum inşa edebilmek için, mevcut siyasi yapıyı sorgulamak, alternatif çözümler üretmek ve bu çözümleri hayata geçirmek için birlikte hareket etmeye ihtiyacımız vardır.

Kıbrıs’ta barış ve huzur ortamının sağlanması, ancak bu toplumsal dayanışma ve kararlılıkla mümkün olacaktır.











Başa dön tuşu