ERSİN 10 TURKEY VIA CENEVRE…!!!
Ne diyor “Full Kebap Törkiş Öneri” 1.Madde…???
“Genel Sekreterin inisiyatif alıp yeni bir Güvenlik Konseyi kararı çıkarmasıyla birlikte, iki tarafın eşit uluslararası statüsü ve eşit egemenliği garanti altına alacak… Alınacak bu yeni karar, “İki Devletin” iş birliğine dayalı bir ortaklık kurmasının yolu açılacak”…
Ortalama zekaya sahip herkes bu maddenin Kıbrıs Jargon dilinde “Önce bizi tanıyıng gardaşcığım, da bir ara gene bakarık yau” demek olduğunu bilir…
Peki BM Güvenlik Konseyinin 18 Kasım 1983 tarih ve 541 numaralı kararı nedir…???
“KKTC’nin ilan edilmesi geçersizdir ve uluslararası anlaşmalara aykırıdır, BM ülkesi herhangi bir devletin bu oluşumu tanıması yasaktır”…
Yani Güvenlik Konseyi kendi aldığı 541 numaralı kararı iptal edecek, yeni bir kararla bizi tanıyacak ve “Hade, şimdi buyurun görüşün” diyecek ha…???
Üstelik 15 üyeli konseyin, beş daimi üyesi olan, Amerika, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere’nin, ayrı ayrı her birinin “Veto” hakkı olmasına rağmen…
Buna Kıbrıs’ta “Gandır çocuğu da taksim istesin” derler, alemin açıkgözü Çavuş ve Tatar, bütün dünya da ahmak…
Bu sonuçtan dolayı ellerini ovuşturan ve yüzünde gülleri açan Anastasiadis emin olun ki Cenevre konferansının en mutlu kişisidir, çünkü Crans Montana’da kucağına bırakılan bombayı, pimi çekilmiş halde bizimkilerin eline tutuşturdu… “Ya benimsin, ya toprağın” arabeskindeki Çavuşoğlu, Tatar ikilisi de aldı, kabul etti, sonuçta zararı yine Kıbrıslı Türkler gördü…
Anastasiadis bununla da yetinmedi, “Bir gol de uzatmada atayım” diyerek, kabul görmediği için kendisine puan, bize de hüsran yaratan bir de “Güven yaratıcı önlemler” çerçevesinde öneri sundu…
Neydi bu öneri…???
Kapalı Maraş’ın BM kontrolünde açılmasına karşılık, yine BM kontrolünde Ercan Havaalanının uluslararası uçuşlara, Mağusa limanının da AB kontrolünde uluslararası deniz nakliyatına açılması…
Beş yaşındaki çocuğa sorsan “Dondurmalı ekmek kadayıfı” diyecek…
Peki Tatar ne dedi…???
“Bu teklif Kıbrıs Türk halkına hakarettir”…
Yani…???
Yanisi şu; “Manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek kapmış gördün mü”…???
Uluslararası üne sahip on tane Psikiyatrist getirin, Tatar’a “Manik Depresif” teşhisi koymazlarsa, böbreğimi organ mafyasına hediye edeceğim, o derece…
Türkiye ve Kıbrıs Türk dış siyasetinin iflası, üstelik isteyen varsa da devren kiralık…
Hani nerde ortalığı velveleye veren turizimciler, casinocular, otelciler, Larnaka havaalanında turist bekleyen taşımacılar…???
Aha size direk uçuş, direk yabancı turist, direk pazarlama, direk döviz…
Hani nerde işadamları, ithalatçılar, Ticaret Odası, Sanayi odası, zenginler kulübü…???
Aha size direk ticaret, direk deniz nakliyatı, ucuz navlun, Mersin’de beklemeyen konteynerler, stabil rekabet ortamı…
İşinize gelmiyor mu…??? Gelir ,gelir, ama Reyiz’den çekindiğinizi, korktuğunuzu biliyorum, ızdırabınızı anlıyorum…
Peki bizim yerli işbirlikçilerin ve Ankara’nın işine gelir mi…???
Gelmez tabii, çünkü Kıbrıs Türk toplumu Türkiye’ye bağımlı olmazsa, Maliye Bakanı her ay maaş ödeyebilmek için Ankara’ya avuç açıp, yerli halka ajitasyon yapamayacak…
Size “Ersin 10 Turkey via Ankara” , bize “Ersin 10 Turkey via Cenevre”, ikisi de hüsran, ağlamak yok ama…
Peki biz…??? Federal çözüm yanlıları…??? Hiç mi suçumuz yok…??? Dönüp “Biz nerde hata yaptık?” diye aynaya baksak ya…
Dönelim mi 11 Ekim’e…???
Nerede o “İkinci tura Akıncı ve Erhürman kalır” diyen gerçeküstücü arkadaşlar…???
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bölündük, kaybettik, bütün bu hayal kırıklıkları hep bundan değil mi…???
Ama “Atama”, ama “Müdahale”, kendi öngörüsüzlüğümüz ile Tatar’ı Cenevre’ye biz göndermedik mi…???
Gayet net yazıyorum, önümüzdeki genel seçimlerde ya bütün federalist partiler ve sivil toplum örgütleri tek bir çatı altında toplanıp seçime girer, ya da karşınızda organize olmuş, örgütlenmiş çok büyük bir boykot kampanyası bulursunuz…
Kaldırın egolarınızı dolaba, açın bu toplumun önünü, bu ülkenin gençlerine borcunuz var…
