GAZETECİLER BİRLİĞİ VE GAZIN TÜREVLERİ…!!!
Bizim memlekette “Gerçek” gazeteciler dışında 5 çeşit gazeteci daha var;
- Gaz-teci
- Gas-teci
- Kaza-teci
- KKTC’ci-teci
- Sermaye-teci
Bu beş cins gazeteci çeşidi tam 48 yıldır az sayıdaki gerçek gazeteci haricinde bu ülkenin maalesef “Gazeteci” iskeletini oluşturmaktadır…
Bundan tam bir yıl önce bazı gazeteler ve gazetecilere yapılan tehdit, yıldırma ve tutuklamalara atfen aşağıdaki ironik yazıyı kaleme almıştım:
Özgür Gazete 11 Haziran 2021:
“Gazeteciler tehdit edilir, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği “Bamya” tarifi verir…
Özgür Gazete siber saldırıya uğrar, yayınları kesilir, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği “Bullez” pazarlar…
Gazedda Kıbrıs siber saldırıya uğrar, erişimi engellenir, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği “Molehiya tavukla mı, et ile mi pişirilir?” kursu verir…
Yeni Bakış gazetesinden üç gazeteci tutuklanır, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği “Taze fasulye nasıl ayıklanır” derdinde…
Gazetecilere aba altından sopa gösterilir, istifaya zorlanır, Gazeteciler Birliği “Gabbar” turşusu şişeler…
Sizin göreviniz özgür basına ve gazeteci meslektaşlarınıza destek olup, sahip çıkmak mıdır, yoksa ahbap, çavuş ilişkileri içerisinde “Mış” gibi yapıp sinmek mi…???
Bu kadar ölü taklidi yapacağınıza, “Harakiri” yapın daha iyi, en azından “Vay be” deriz…”
Aradan tam bir yıl geçti, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Genel Kurul yaptı, Yönetim Kurulu değişti ve-fakat ilk krizde görüldü ki zihniyet değişmemiş…
Bundan bir hafta öncesi, AKP rejiminin dayattığı ve mutlaka Meclis’ten geçirmek istediği, ifade özgürlüğüne kilit vuracak faşist üç yasanın Meclis gündemine geldiği günler…
Gazeteciler toplanıyor ve Gazeteciler Birliği öncülüğünde bu yasalara karşı Meclis önünde “Özgürlük senden büyük, dokunma” sloganı ile “Özgürlük için 24 saat” eylemi yapma kararı alıyor…
Ve-fakat bir gün öncesinde AKP’li Bakan Mevlut Çavuşoğlu KKTC’ye geliyor. Sermaye gurupları yanında bir sürü de milli görüşçü tabela derneğini “Sivil toplum örgütleri ile buluşma” adı altında askeri bir tesis olan Beyaz Ev’e davet ediyor… Gazeteciler Birliği de davet edilenler arasında…
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Yönetim Kurulu, Başkan Emin Akkor’un bu davete katılmasına karar veriyor… Bir tarafta AKP rejiminin baskı yasasına karşı eylem, diğer tarafta ise AKP’li Bakanın davetine katılım…
Bu haberi alan bazı gazeteciler küplere biniyor, eyleme katılmamayı düşünüyor. “Eylem zarar görecek, amacına ulaşmayacak” denilerek ikna ediliyorlar ve olay “Şimdilik” sineye çekiliyor…
Meclis önünde eylem çadırı kuruluyor, canlı yayın yapılıyor, sonra da Meclis oturumuna katılıp, protesto amacı ile ağızlarına bant yapıştırıyorlar…
Ancak Beyaz Ev’deki toplantıda ne oldu, ne konuşuldu kimse bilmiyor. Başkan, hiç böyle bir olay yaşanmamış gibi eyleme katılıyor ve ağzına “Della” yapıştırıp Meclis’te boy gösteriyor…
AKP rejiminin dayattığı sansür yasalarına karşı Gazeteciler Birliği’nin organize ettiği eylemden bir gün önce, AKP’li Bakanın askeri bir mekanda organize ettiği ve genellikle “Vatan, millet, Bandabuliya” derneklerinin katıldığı bir “İçtimaya”, Gazeteciler Birliği Yönetim Kurulu kararı ile Başkanın katılması konusunda hiç bir gazeteciden tık çıkmıyor…
Gazeteciler Birliğinde de “Tık” yok…
TC Dışişleri Bakanı’na karşı cephe alabilir mi…???
Hayır…
Madem bir gün sonra ağzınıza della yapıştıracaktınız, niye bir gün önce “Tıpış tıpış” pozisyonuna girdiniz…???
Ardından gazeteci Ulaş Barış, çalıştığı Web TV’deki işinden baskılar sonucu kovuluyor, yüzlerce destek mesajı yağıyor…
Gazeteciler Birliği’nden “Tık” yok…
Her ne demekse “Üyemiz açıklama yapılmasını istemedi” deniyor…
Kendi üyen olan gazeteciyi korumak, destek vermek arz-talep işi mi…???
Ardından Özgür Gazete’ye ve Genel Yayın Yönetmeni Pınar Barut’a, benim yazdığım bir Mandıra Times mizah yazısı üzerinden Polis Genel Müdürü tarafından hukuk davası açılıyor…
Haber patlıyor, yüzlerce destek mesajı geliyor, konu hem TC basınında, hem de Güney basınında yer buluyor, Basın-Sen destek mesajı yayınlıyor;
Gazeteciler Birliği’nden yine “Tık” yok…
Polis teşkilatına ve Genel Müdüre karşı cephe alabilir mi…???
Hayır…
Sorduğumuz zaman da özetle;
“Biz ceza davalarına karşıyız ama yazıdan rahatsız olanların hukuk yolunun açık olmasını savunuyoruz” deniyor…
Yahu, birine bir yazıda hakaret edersin, aşağılarsın, küfür edersin o zaman hukuk davasını anlarım, desteklerim…
Söz konusu mizah yazısında bunların hiç biri yok, okuyan yüzlerce avukat bu davaya güldü, böyle bir dava olamaz dedi…
Mahkemelerin başka işi gücü yok, bunlarla mı uğraşacak…
Peki bizim, maddi, manevi zararımız…???
Manevi olarak bir ülkenin Polis Genel Müdürü’nün dava açtığı kurum ve kişiler olarak etiketlendik…
Maddi olarak ise gerek gazetenin gerekse benim şahsi sitemdeki az sayıdaki sponsor reklamlar bu dava yüzünden iptal edildi…
Ve siz buna;
“Yahu zaten mahkemede rezil olacaklar, boş ver”
“PGM’nin ceza değil, hukuk davası açması bunca kötü durum içinde tek iyi şeydir” diyeceksiniz…???
Sonuç olarak bir turşu tarifi de sizden geldi…!!!