EkonomiInstagramKıbrısManşetSiyaset

Bankacılık da tamamen Türkiye sermayesinin eline mi bırakılmak isteniyor?




Kıbrıs Türk Öğretmenler Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baybora, Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’ni ve yeni atanan Mukayyit Ramadan Öcal’ı, “Görevi kötüye kullanma” ve “Kooperatifin gelişimini sekteye uğratma” gerekçeleriyle dava ettiklerini açıkladı

Bankacılık da tamamen Türkiye sermayesinin eline mi bırakılmak isteniyor?

Kıbrıslıtürklere ait tüm stratejik kurumlar ve yerli üretim şirketleri son yıllarda birer birer özel sermayeye -özellikle Türkiyeli sermayeye- devredilirken, üretimden koparılan toplum tamamen “tüketim toplumu” olmaya zorlanıyor.

Çok değil bundan 30-40 yıl kadar önce araba aküsünden sebzesine, tekstilinden sebzesine, içeceğinden sütüne kadar kendisi üreten, hava yolları, holdingler dahil birçok alanda kendi sermayesine sahip Kıbrıs Türk toplumu son yıllarda atanarak getirilen Ankara kuklası hükümetler sayesinde sadece tüketen bir memur ülkesi haline getirildi.

İşte her gün bir yenisi Türkiyeli sermayelerin eline geçen sektörlerden, zaten büyük kısmı hali hazırda bu sermayeye ait olan bankacılık sektörü de tamamen Kıbrıslıtürklerin ellerinden alınmak isteniyor.

Baybora: Özel bankalarla yarışabilmek için dijitalleşmeye yatırım kararı aldık

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Başkanı ve aynı zamanda Kıbrıs Türk Öğretmenler Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı olan Mustafa Baybora’nın Kıbrıs Türk Öğretmenler Kooperatifi ile ilgili anlattıkları, kooperatiflerle ilgili yapılmak istenenleri de gözler önüne serdi.

Mustafa Baybora

Baybora, zamanda Kıbrıs Türk Öğretmenler Kooperatifi’nin özel bankalarla yarışabilmesi ve üyelerini kaybetmemesi için dijitalleşmeye yatırım yamak durumunda olduğunu ve Yönetim Kurulu’nun da bu konuda karar ürettiğini söyledi.

Baybora, Dijitalleşmeye yatırım yapmak, çağa ayak uydurmak ve rekabet edebilirliği yakalamak zorundayız. Artık özel bankalarda hesabı olanlar telefondaki uygulamalar sayesinde tüm işlemleri çok basit şekilde yapabiliyor. Bizler de kooperatifler olarak üyelerimize bunları sağlamak zorundayız” dedi.

“Satış için talep yaptık, onay aldı, ihaleye çıktık”

Baybora bu amaçla aldıkları Yönetim Kurulu kararı gereğince, 2 Şubat 2024 tarihinde, bu alanda yatırım yapmak amacıyla bazı gayrimenkullerin satışa çıkarılabilmesi için dönemin Kooperatif Şirketler Mukayyidi’ne kendi imzasıyla bir yazı gönderildiğini, 6 Şubat’ta da bu talebe onay aldıklarını anlattı.

Baybora, “12 Şubat 2024 tarihinde, kooperatif tarafından satış olacağı basına duyuruldu. 13 Mart 2024’te de Tasdik Memuru nezaretinde ihaleye başvuranların kapalı zarfları açıldı ve onay için yeniden Mukayyitliğe yazı gönderildi” dedi.

“Yeni gelen Mukayyit tüm süreci baştan başlattı”

Ancak usulüne uygun ve onaylı şekilde gerçekleşen bu süreç içinde Nisan 2024 tarihinde Mukayyit değişti ve yeni gelen Ramadan Öcal, tüm süreci başa saracak o hamleyi yaptı.

Ramadan Öcal

Baybora’nın anlattığına göre; yeni Mukayyit Öcal, 23 Mayıs 2024 tarihinde gönderdiği yazıda, tekrar kapalı zarf usulü ihaleye çıkılmasını talep etti.

Bunun üzerine 29 Mayıs 2024 tarihinde yeniden ihaleye çıkıldı ve 12 Haziran 2024’te kapalı zarflar bu kez Mukayyitlikten de 2 yetkilinin nezaretinde açıldı.

“Yeni Mukayyit Öcal verilen onayı iptal etti”

Süreç normal seyrinde işledi ve satışların yapılabilmesi için 20 Haziran 2024’te de Mukayyitliğe onay alınmasıyla ilgili kooperatiften yazı gönderildi.

16 Temmuz 2024 tarihinde Mukayyitlikten gelen yazıda, Baybora’nın açıkladığına göre “yetkisinde olmayan gerekçeler” sunan Mukayyit Ramadan Öcal, satış işlemine onay vermediğini bildirdi.

“Öcal, kooperatife Bankacılık Yasası’nı uygulamaya çalışıyor”

Baybora, “Mukayyidin mal satışıyla ilgili onaylama yetkisi var. Bir önceki Mukayyit onayladı, sonra Mukayyit değişti ancak hiçbir koşul değişmediği halde var olan onayı iptal etti, yasal olarak yetkisi olmayan ek yaptırımlar istedi” dedi.

Mukayyit Ramadan Öcal’ın, kooperatife Bankacılık Yasası’nı uygulamaya çalıştığını söyleyen Baybora, Öcal’ın onay vermeme gerekçelerine de “Bankacılık Yasası gereği” ibaresini kullandığını belirtti, “Halbuki kooperatifler Kooperatifler Yasası’na bağlıdır” dedi.

“Piyasaya denge getirecek olan üretim ve pazarlama kooperatifleridir”

En önemli meselenin de kooperatiflerin bilançoları üzerinden yapılan spekülasyon ve söylemler olduğunu ve bunların kooperatiflerin gelişmesine engel teşkil ettiğini anlatan Baybora, ülkede var olan ekonomik tablo göz önünde bulundurulduğunda, piyasada fırsatçıların olduğunun bilindiğini, bunun da denetimsizlik sonucu olduğunu kaydetti.

Baybora, “Bu fırsatçılar girdi maliyetlerinin çok üzerinden kâr marjını maksimize etmek için fahiş fiyatlarla hizmet satıyorlar. Bu da vatandaşın fakirleşmesini getiriyor. Tam bu noktada kooperatiflere ihtiyaç duyuluyor çünkü piyasaya denge getirecek olan üretim ve pazarlama kooperatifleridir” dedi.

“Mukayyitliğe ve Öcal’a dava açtık”

Baybora tam da bunun için çalışma yapması gereken mukayyit ve mukayyitliğin bunun yerine işleyen kooperatiflerin işleyişiyle ilgili engel koyduğunu söyleyerek, bunun bir art niyet içerdiğini düşündükleri için aldıkları hukuki görüş doğrultusunda da girişim başlattıklarını açıkladı.

Baybora, “Durumu Mahkemeye taşıdık. 26 Eylül’de Lefkoşa Yüksek İdare Mahkemesi’nde (YİM) Kooperatif Şirketler Mukayyitliği ve Ramadan Öcal’a dava açtık. Anayasa’nın 152 maddesi tahtında açtığımız davada iddiamız; ‘Taşınmaz malın satışıyla ve buna bağlı yatırım yapılmasıyla ilgili bu maksatla alınan kararlara engel koyulduğu ve kooperatifin gelişiminin sekteye uğratıldığını’ ileri sürüyoruz” dedi.

“Genelde tüm kooperatiflere özelde ise bizim kooperatifimize engel koyulmaya çalışılıyor”

Yeni atanan Mukayyit Öcal’ın görevini kötüye kullandığını ve dayatma yapmaya çalıştığını söyleyen Baybora, “Genelde tüm kooperatiflere özelde ise bizim kooperatifimize engel koyulmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

Baybora, “Yasada sıkıntılar var zaten. İşlem hacmi anlamında kredi satamamanın sıkıntılarını yaşıyoruz, bir de mukayyidin amaçları dışında kooperatiflere yardımcı olmaması, yönlendirme yapmaması, gelişimlerine katkıda bulunmaması; sıkıntıları büyütüyor. Zamansız baskın ve denetim bahanesiyle işleyiş engellenmeye çalışılıyor” dedi.









Başa dön tuşu