Köşe Yazarlarımız

TARİKAT, SENFONİ VE MOLEHİYA…!!!




Bir ülkenin Cumhurbaşkanı seçim öncesi tarikat evini ziyaret edip zikir yapıyorsa,

Dönemin Başbakanı cami girişinde bir başka tarikat şeyhinin elini öpüyorsa,

Bir Bakan hacca gidip hacı olmakla övünüyorsa,

Birçok Bakan, Milletvekili ve üst düzey bürokrat eskiden diskoya, şimdi ise her Cuma namaza gidiyorsa,

Başbakanlık Denetleme Kurulu Başkanı personelini mesai saatleri içerisinde zorla din dersine götürüyorsa,

Devlet protokolünde atanmış Din İşleri Başkanı seçilmişlerden önce yer buluyorsa,

Tarikat evlerinin mantar gibi çoğalmasına şaşırmamak gerekir…

Yukarıda saydıklarımın hepsi de sağ cenahtan, ama bizim sol cenah da sütten çıkmış ak kaşık değil yani…

Zamanında kuran kurslarına tepki gösterenlere ne demişti dönemin sosyalist(!) Başbakanı…???

Ha tenis kursu, ha kuran kursu”…

Yani Molehiya tarifi gibi, “Ha tavuklu, ha etli”…!!!

İki yıl önce şunları yazmıştım;

Peki biz nasıl uyuduk…???

Yıllarca kendi dünyacığımızda laylaylom yaşarken, AKP’ye göz süzen siyasilerin de göz yumması ile onlar din konusunda bu ülkeyi nakış gibi işliyordu…

“Kuran kursu” dedik,

“Vay siz herkesin dini inancına ne karışırsınız” dediler…

“İlahiyat okulu” dedik,

“Vay siz herkesin eğitimine ne karışırsınız” dediler…

“Tekke, dergah, zaviye” dedik,

“Vay siz herkesin toplu ayinine ne karışırsınız” dediler…

“Cami sayısı okul sayısını ikiye katladı” dedik,

“Vay siz ezana karşı mısınız?” dediler…

“Çocukları her yaz tatil diye kamplara göndermeyin, beyinleri yıkanıyor” dedik,

“Vay siz çocukların sosyalleşmesine karşı mısınız?” dediler..

“Okulların önünde bekleşen takkeli, çember sakallı, cübbeli adamlar dolaşıyor” dedik,

“Vay şimdi de kılık kıyafete mi karışıyorsunuz?” dediler…

Bizim bazı hümanist, ulvi ve çağdaş aydınlarımız, entellerimiz, dantellerimiz de destek verdi…

En sonunda çağdaş, aydın ve akademisyen Bilge(!) arkadaşımızdan da Tatar’ın dergahında zikir gecesine katıldığı tarikat şeyhine fantastik bir güzelleme geldi;

Sokakta Kur’an okuyordu, senfoni dinler gibi dinledim” dedi…

Niye sokakta okuduğunu ve/veya daha önceki açıklamalarını sorgulayan olmadı…

Yani Molehiya tarifi gibi, “Ha tavuklu, ha etli”…!!!

Nakış milim milim işleniyor, ve fakat iğne henüz daha götümüze batmadı, hele az biraz daha bekleyin…

Sırada Cuma namazı için kamu çalışanlarına özel izin var

Molehiya mı…???

Ha bulli etli, ha guyruk yağlı…!!!









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu