Köşe Yazarlarımız

HALÜSİNASYONDAN GERÇEĞE EKŞİLİ DİN SALATASI…!!!






Nasıl başladı…???

90’lı yılların başında yurtlar inşa edildi, sonra bu yurtlarda bedava barınma ve yemek sağlandı, başını örten genç kızlara maaş bağlandı…

Sonra dershaneler ve ufak tefek kırtasiye işleri başladı, din ağırlıklı beyin yıkama, imanlı gençlik yetiştirme start aldı…

Bir baktık ilkokul çocuklarına kuran kursları başladı, önceleri gizli gizli bazı evlerde, sonra da açık açık, yazın kulluma bazı okullarda…

Yaz tatillerinde çocukları uçaklara doldurup, “Gezi” adı altında dini eğitim için Türkiye’deki kamplara götürdüler…

AKP devreye girmişti…

Sonra bir cami inşaatı patlaması yaşadık ve ilk defa Kıbrıs’ta cami sayısı, okul sayısını geçti… Sonra imam hatip lisesi açıldı, ruhumuzu okşasınlar diye de adını “Kolej” koydular… Yanına 7000 kişilik devasa bir cami, külliye ve yurtlar inşa ettiler…

Kıbrıs’ta okuyan Türkiyeli öğrenciler ve Kıbrıs’ta yaşayan Türkiyeli göçmen çocukları için plan tamamlanmıştı…

Sırada “Dinsiz”, “İmansız” ve “Gavur Tohumu” Kıbrıslı Türkler vardı, onları da tertiplemek gerekiyordu ama bu “İngiliz hayranı Rum piçleri” kolay lokma değildi, hele de din konusunda…

AKP uzun vadeli bir plan yaptı, bu “Dinsizleri” yola getirmek artık zordu ama çocuklarını, yani “Kıbrıs’ın geleceğini” “İmanlı Gençler” olarak yetiştirebilirdi…

Bunun için “Paraya” ve “İşbirlikçilere” ihtiyaç vardı… “Para” Ankara’da çok, “İşbirlikçi” desen bizde enflasyonu var, “Malzeme” tamamdı, sadece onu “Kıvamına” getirip, “Pişirmesi” kalıyordu… “Koordinasyon Ofisi” projesi böyle doğdu…

Kimdi karşımızdakiler…???

Beyin hücreleri dumura uğramış, dünya görüşü dolap beygiri vizyonunda, küf bulaşığı, atom çekirdeğini elma çekirdeği zanneden, din adına her türlü ahlaksızlığı yapan, damarlarında örümcek ağı kıvamında bok bulaşığı sıvı ihtiva eden, denize düşse köpek balıklarının karaya vuracağı, doğduğu günü evrensel yas ilan edilecek yobazlar…

Peki Biz nasıl uyuduk…???

Yıllarca kendi dünyacığımızda laylaylom yaşarken, AKP’ye göz süzen siyasilerin de göz yumması ile onlar din konusunda bu ülkeyi nakış gibi işliyordu…

“Kuran kursu” dedik,

“Vay siz herkesin dini inancına ne karışırsınız” dediler…

“İlahiyat okulu” dedik,

“Vay siz herkesin eğitimine ne karışırsınız” dediler…

“Tekke, dergah, zaviye” dedik,

“Vay siz herkesin toplu ayinine ne karışırsınız” dediler…

“Cami sayısı okul sayısını ikiye katladı” dedik,

“Vay siz ezana karşı mısınız?” dediler…

“Çocukları her yaz tatil diye kamplara göndermeyin, beyinleri yıkanıyor” dedik,

“Vay siz çocukların sosyalleşmesine karşı mısınız?” dediler..

“Okulların önünde bekleşen takkeli, çember sakallı, cübbeli adamlar dolaşıyor” dedik,

“Vay şimdi de kılık kıyafete mi karışıyorsunuz?” dediler…

Bizim bazı hümanist, ulvi ve çağdaş aydınlarımız, entellerimiz, dantellerimiz de destek verdi…

Bunları söylediğimiz için “Rum tohumu”, “İngiliz piçi”, “Vatan haini” de dediler…

Nakış milim milim işleniyor, ve fakat iğne henüz daha götümüze batmadı, hele az biraz daha bekleyin…

2023’ü bekleyin, “Türkiye İslam Cumhuriyeti” ile birlikte “Yavrum Vatan” olarak biz de arşa varacağız, az sabır…


Bizi dehşete düşüren neydi…???

İnsanlığı ve dini inancı sorgulatan iğrenç ve mide bulandırıcı yüzlerce çocuk şiddeti, tecavüzü, istismarı ve cinayeti….

– “Bir kereden bir şey olmaz”…

– “Küçüğün rızası vardı”, gibi Devletin tepesindekilerden bilindik laflar ve dokuz yaşındaki kız çocuklarına nikahın resmileştirilmesi…

– “Adet görmüşse çocuk değildir”…

– “Babanın öz kızına şehvet duyması haram değildir”…

– “Yedi yaşındaki kızı erkek öğretmenin okutması caiz değildir”..

– “Erkek çocukları ile yapılana biz bademleme diyoruz”, diyen ulvi, dindar ve kindar mollalar…

– Şort giyer diye kadınlara tekmeler, tokatlar…

– El ele yürüyen gençlere saldırmalar, dayaklar…

– Hastanelere başvuran yüzlerce hamile bırakılmış çocuklar…

– Kadınların saçından, diz kapağından tahrik olanlar…

– Aynı ofisi, okulu ve asansörü bile paylaşmayı günah sayanlar…

Bütün bunlara kızıyorsunuz, sosyal medyada isyan ediyorsunuz ve sorunun bir “Devlet Politikası” olduğu gerçeğini göz ardı ediyorsunuz…


Peki biz 50 yılda ne ithal ettik…???

– Emir komuta ile ordu

– Gemi ile nüfus

– Otobüs ile faşist

– Bed & Breakfast hırsız

– Telefonla talimat

– Posta ile katil

– Boru ile su

– Kanalizasyon ile yobaz

– Aşk ile kumarhane

– Şevk ile kerhane

– Huşu ile tecavüzcü

– İman ile cami

– Buğulu gözlerle uyuşturucu

– Raconu ile mafya

– Koltuk ile yandaş

– Ekonomik paketle maaş

– Talimat ile Hükümet

Ve şimdi sırada “Kablo ile elektrik”…

Orada 95 kuruş, burada 25 kuruş, yersen…

Şimdi de Erdoğan ve AKP kurmayları 20 Temmuz’da Kıbrıs’a çıkarma yapacaklarmış…

Ben olsam denizaltı ile gelirdim…

Uyuyoruz, uykumuz çok ağır, tek uyanıklığımız mangır sesi ve ganimetin dayanılmaz hafifliği…

Yaşasın Kuzey Norveç “Go yeyim, ört uyuyayım” Cumhuriyeti…









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu