Türkiye Kıbrıs’tan küçük olsa
Türkiye’de sadece yüz insan yaşasaydı eğer;
Dört insan okuryazar olamaz, üç insan diplomasız okuryazar, 24 insan ilkokul mezunu olurdu.
Yedi kadın kendi rızasının dışında evlendirilmiş olur, 47 insan görücü usulü evlenmiş olurdu.
31 insan köyde büyümüş olur, ki bu korkunçtur.
30 insan doğduğu yerden göçmüş olurdu.
Dört insan gecekondu da, 61 insan ne yazık ki apartmanda yaşardı.
56 insan işsiz olur, işsizlerden 27 kadın ev hanımı olurdu. Demek ki, yüz kişi kadın olsaydı eğer, 56 kadın ev hanımı olurdu. Ev hanımlığı dünyanın en pis zaman hırsızlığıdır. Ev işleri kadınların zamanlarından çalarak onların gerçek potansiyellerini gerçekleştirmesini engeller.
31 insan kirada otururdu. Bu demek ki Türkiye’de kimse kimseye miras bırakacak bir birikim oluşturamıyor.
19 insan Kürt olurdu. Kimseler kalkıpta bir zamanlar nüfusun yüzde yirmisinin Yahudi, Ermeni, Rum olduğunu ve şimdi onların başlarına neler geldiğini sorgulamazdı.
Dört insan Alevi olurdu.
On insan sofu olur, elli insan dindar, yedi insan ateist olurdu.
On kadın türbanla örtünürdü.
44 insan düzenli namaz kılar, 67 insan düzenli oruç tutar, 63 insan hayatı boyunca hiç içki içmemiş olurdu.
18 insan hayatında hiç sosyal medya kullanmamış, 72 insan sadece televizyondan haber izlerdi.
36 insanın son üç ayda internetten alışveriş yapmadığı gibi, dokuz insan akıllı telefon dahi kullanmazdı.
En ezici olanıysa, 86 insanın pasaportu olmazdı.
31 insan hayatı boyunca kitap okumamış, 75 insan bir kez bile olsun hayatında gazete okumamış olurdu.
24 insan dindar muhafazakar, 45 insan geleneksel muhafazakar olurdu.
Bütün tanıdıklarım ezelden beri Türkiye’nin haline hayret ediyor, son yirmi yıldır AKP’nin iktidarda olmasına şaşırıyor, Türkiyelilerin Kıbrıs’a bakışını yadırgıyor, Türkiye’deki iktidarların Kıbrıs’a dayattıklarını bir süre sonra normalleştiriyordu.
Türkiye’ye biraz olsun buradan bakarsak eğer, aslında her şey daha apaçık olacak, sistemin kendisinin suçu ifşa olabilirdi.
Türkiye kolaydan köşeyi dönmek isteyen, çoğunlukla stresli aynı zamanda eğitim kaygısı taşıyan, daha çok skandallarla dedikodulara değer veren, popüler kültüre yakın, merakını dizilerden seçen, gittikçe obezleşen, sokağın dilini ve gerçeğini şarkılarda arayan, Türkiye’de insanın kendisini her an yalnız hissettiğini ve dünyada kendisini yok hissettiği bir toplumdan oluştuğunu anlıyoruz.
Yazıda yer alan istatistik veriler, KONDA araştırma ve danışmanlık şirketinin, son on yılda topladığı ve yazı KONDA’nın 2022 yılında yayımladığı veriler esas alınarak yazılmıştır.
Kaynak: https://interaktif.konda.com.tr/turkiye-100-kisi-olsaydi