AFRİKA BASKINI: FİLM DEĞİL, GERÇEK…!!!
Güneşli, güzel bir gündü
Sağanak faşist yağmuruna çeyrek vardı
Önce sloganlarla geldiler
İpleri yeni çözüldüğü için biraz şaşkındılar
Önce hırlama sesleri duyuldu
Ardından yoğun bir havlama sesi
Derken kudurdular
Ağızlarından salyalar akıyordu
Birkaç küçük taş pencerelerden sekti önce
Ardından büyük taş yağmuru başladı, camlar kırılıyordu
Dolu su şişeleri, demir parçaları, boru parçaları, kaldırım taşları
Ne buldularsa attılar, Afrika’ya recm uygulanıyordu
Derken bir yumurta yağmuru başladı
İçlerinden biri “Yakınnn” diye haykırdı
Tatar’ın fotoğraf arkadaşı en önde Mehteran başıydı
Önce Afrika’yı taşladı, ardından Tatar ile viski yudumladı
UBP’li ve YDP’li siyasilerle boy boy fotoğrafları vardı
Muteber adamdı…
İki tanesi duvara tırmandı, tabelaya çıktı, çekti, vurdu, kırdı, yere düşürdü
Aşağıdakiler önlerine av atılmış vahşi hayvanlar gibi üzerine üşüştü
Çıldırmışçasına üzerinde sektiler, kırdılar, parçaladılar
Zevkten uludular, kuyruklar ferma halinde
Kulaklar dik, gözlerde insanlık yitik
Aşağıda polis piknik havasında manzara seyrediyordu
Emir çok yüksek yerden gelmişti
Yere bakacaklar, görmemiş gibi, duymamış gibi yapacaklardı
Taş yağmuru korkunç bir şekilde devam ediyordu
Aşağıdan yine ve yeniden “Yakınnn”, “Öldürün” uluması
Aziz siper için pencerelere masa dayıyor
Yusuf cep telefonu ile bu korkunç olayı canlı yayınlıyor
Birileri telefonla muhalif Milletvekillerini yardım için arıyordu
Hepimiz dağılmışız, kendi içimizde bir telaş
Hayal bile edemeyeceğiniz bir durum içerisindeyiz
Yardıma gelen yok, yardım eden yok
Ne dipsiz bir kuyudur çaresizlik…
Birden ağızlarından salyalar akıtarak balkona çıkıyorlar
Balkon kapısını tekmeliyor, camları kırmaya çalışıyorlar
Gözlerindeki öldürme isteği dehşet verici
Sonumuz gelmişti
Savunma içgüdüsü ile masanın ayaklarını söküp, sopa yapıyoruz
Giriş kapısının arkasına yığınak yapıyoruz
Koridora sığınıp kapıyı kapatıyoruz
Mine arka balkona çıkıyor, sonra duvar dolaplarını açıp, kapatıyor
Çaresizce kaçabileceğimiz, saklanabileceğimiz bir yer arıyor
Koridorda sıkıştık, Yaşar hoca ile göz göze geldik
Göz bebeklerinde korkuyu, endişeyi ve öfkeyi gördüm
Tıpkı hepimizde olduğu gibi
“Madımak gibi Mahmut, öldürmeye geldiler” dedi…
Odaya girdim, Şener endişeli fakat sakin masasında oturuyordu
Çekmeceden silahı çıkardı, mermiyi sürdü, masanın üzerine koydu
“Gelirlerse son çaremiz bu” gibi bir şeyler mırıldandı
Tekrar koridora çıktım, birileri güm güm diye kapıya vuruyordu
“Tamam” dedik, aşağıdaki barikatı aştılar, kapıya dayandılar
Yusuf ve Umut kapıya yöneldi, “Kimdir?” diye bağırdılar
“Polis” dedi bir ses, inanamadık
Kapıyı hafif araladılar, polisler kapıdaydı
Üstlerini dinlemeyen Ali Savaş Altan müdahale etmişti
Girdiler, durumu kontrol altına aldılar
Balkondan içeriye girenleri topladılar
Korku filminden çıkmış gibiydik
Güneş parlıyordu, Barbarlar Manitularına insan kurban edememişti…