Özel sektör çalışanı, Milletvekili adayı olurken çok iyi düşünsün!
Cumhuriyet Meclisi’nde bugün yeni 50 milletvekili (31’i önceki dönemde de vekildi) yeminlerini ederek göreve başladı.
Bu vekiller arasında özel sektörden gelen de, sermaye sahibi olan da, aileden zengin olan ya da akademisyen kimliği olan da var.
Bir özel sektör çalışanı olarak, normal dönemlerde piyasaya göre çok yüksek olan vekil maaşlarından (Şu an 30 bin TL civarı ve genelde yüzde 20’si de bağlı bulunulan partiye bağış olarak kesiliyor) dem vurmak yerine özel sektör çalışanıyken ve olası bir Meclis dışı kalma durumunda yeniden özel sektöre dönecek olan vekillerden bahsetmek istiyorum.
Bir özel sektör çalışanının milletvekili adayı olması aslında oldukça riskli.
Çünkü hali hazırda neredeyse tamamı sendikasız çalışan ve güvencesi patronun iki dudağı arasında olan özel sektör çalışanı vekil olduğunda hayat standartları yükseliyor gibi görünse de, ülkede daima bir erken seçim konuşulduğu düşünülürse, o yükseklikten bir anda düşebilmesi de an meselesi
***.
Ülkelere göre farklı uygulamalar var;
“En az 2 yıl milletvekilliğinde bulunup, bu süre içerisinde Başbakanlık Müsteşarına endeksli prim ödenmesi şartının yanında, kanuni prim ödeme ve yaş şartının tamamlanması halinde milletvekili statüsünde emekli olunabilir”
Türkiye şartlarında hiç adil olmayan, adeta 20 yaşında vekil olarak girildiği Meclis’ten 22 yaşında emekli olarak çıkılacağı algısı yaratan bu durum aslında pek de böyle değil.
Şöyle ki; Türkiye’de emeklilik yaşı kadınlar için 58 erkekler için ise 60 ve 5 bin ila 7 bin gün arasında değişen prim yatırımı şartı var.
Norveç, İsveç, Danimarka gibi ülkelerde ise milletvekilliğinden emeklilik yok ancak Hollanda, İngiltere, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde, milletvekilliğinden ‘memur’ların haklarının aynısı şeklinde emeklilik hakkı var.
***
Bizim ülkemizde de özel sektörden gelip Meclis’e giren ve sonrasında Milletvekilliğinden ayrılanların herhangi bir emeklilik şansı, ödeneği ya da vekillik sonrası iş bulana kadar işsizlik maaşı verilmesi uygulaması yok.
Bu durum özel sektör çalışanı açısından risk oluştursa da, aslında Milletvekilliğinin bir meslek olmadığını, buradan sadece vekillik süresince hayatını idame ettirecek maaşın kazanıldığını gösteriyor.
Aslında adeta vekilliği kendine meslek edinmiş ve bin yıldır Meclis’te olan vekillerimiz var. Hani bugün Meclis dışında kalsalar sudan çıkmış balığa dönüp, “Aaaaa, dışarıda böyle bir dünya mı var?” diye soracak olanlar.
Dolayısıyla bu seçimlerde de aday gösterilmeyen, aday olup da Meclis’e giremeyen özel sektör çalışanı milletvekillerinin birçoğu şu anda işsiz.
***
E bir de Meclis üyesiyken alınan maaş miktarını özelde bulmak da öyle kolay değil.
Çok özel bir yeteneğiniz yok ise böyle bir maaş miktarı sadece hayal.
Bir de hayat standartları ya da borçlanmalar vekil maaşı baz alınarak yapıldıysa, bu da işi daha zor duruma getiriyor tabi.
Teori de vekillikten maaş almanın dahi hoş görüşmediği, bunun bir toplumsal görev olarak düşünülmesi gerektiği tartışmaları yapıladursun, bizim gibi istikrarın olmadığı coğrafyalar da özel sektördeki 3 kuruş maaşı bırakmak bile lüks.
Sonuç olarak bir özel sektör çalışanının, milletvekili adayı olurken çok iyi düşünmesi gerekiyor.